Prostat kanseri teşhis aşamaları neler?

Konu Başlıkları

Kanda PSA düzeyi ve parmakla prostat muayenesi nasıl yapılır?

PSA maddesi prostatın salgı bezlerinden salgılanır ve kanda da belirli bir seviyede bulunur. PSA’nın düşük olması o kişide kesin olarak prostat kanseri olmadığını göstermeyeceği gibi, yüksek olması da kesin bir şekilde kanser varlığının habercisi değildir. Ancak PSA değeri prostat kanseri konusunda bize parmakla prostat muayenesi ile birlikte hastayı değerlendirmemizi ve prostat kanseri varlığı ihtimalini düşündürmesi açısından önemlidir. PSA değerinde sınır 4 ng/ml olarak düşünülse bile, günümüzde birçok merkezde 2.5 ng/ml değerinin üstünde dikkatli davranılarak, alt değerlendirmeler ile, prostat biopsisi önerilebilmektedir.

Bu alt değerlendirmeler toplam PSA ile kandaki serbest PSA’nın oranlarının değerlendirilmesi, PSA’daki aylar içindeki artış hızı gibi değerlendirmelerdir.

PSA sadece kanserli durumda değil, iyi huylu prostat büyümesinde de kanda yükselebilir. Ayrıca prostat dokusunda iltihabi reaksiyonlara yol açabilen, idrar yolu infeksiyonu, prostat taşı, idrar yolundan sonda takılması da kanda PSA yükselmesine neden olabilir.

Parmakla muayenede, sonbarsaktan (rektum) prostat bezi kolayca hissedilebilir ve yüzeydeki küçük düzensizlikler bile bu suretle fark edilebilir. Özelikle sert alanların parmakla hissedilmesi kanser şüphesi anlamındadır.

Eğer PSA değeri yükseliyor, ya da ilk bakıldığında yüksek ise prostat muayenesi normal olsa bile mutlaka ileri bir aşamada değerlendirilmelidir. Diğer yandan PSA değeri normal ancak parmakla muayenede oldukça şüpheli sertlik hissediliyorsa yine bir ileri aşamada değerlendirmeye geçilmelidir.

Bir sonraki ileri değerlendirme aşamasında neler vardır?

a. Direkt prostat iğne biopsisi
b.Mutliparametrik prostat MRI ile inceleme
Bundan yaklaşık 2-3 yıl öncesine kadar bir ileri değerlendirme aşaması prostattan direkt iğne ile biopsi alınma kararı iken, günümüzde biopsi öncesinde multiparametrik prostat MRI adı verilen bir değerlendirme yöntemi ile,
1. Gerçekten şüpheli bir kanser alanı prostat içinde var mı?
2. Varsa bu şüpheli alan ne kadar boyutta ve prostatın neresindedir? soruları cevaplanabilir.
Direkt iğne biopsisi almaya karar vermeden önce araştırılabilir. Ancak prostat MRI yapılmadan ya da teknik olarak yapılamadığı yerlerde, direkt iğne biopsisine karar verilmesi de hatalı ve eksik bir yaklaşım değildir.

Prostat biopsisine karar verilmiş ise, bu biopsi ya bir plan çerçevesinde prostatın belirlenmiş bölgelerinden ultrasonografi eşliğinde 12 ile 20 adet arasında alınabilir. Veya, eğer çekilmiş ise, prostat MRI da belirlenen riskli bölgelerdeki alanlardan noktasal şekilde ultrasnografi eşliğinde MRI görüntüsü üzerine kopyalanarak (füzyon görüntü ile) biopsi alınır ya da direkt MRI altında riskli bölgeden birkaç adet iğne biopsisi alınabilir.

Biopsinin alınmasına karar verilmesi kadar, biopsiyi inceleyecek patoloji değerlendirilmesinin de mutlaka uzmanı tarafından yapılmasında çok önemli fayda vardır.

SON YILLARDAKİ ÇALIŞMALAR YAŞAMI UZATIYOR

Günümüzde prostat kanseri tedavi seçeneklerini ve özellikle robotik cerrahi konusundaki tedavi yaklaşımlarımızı evreleme ve risk sınıflamasına göre programlamaktayız.

Eskiden yüksek riskli, lenf bezlerine yayılmış prostat kanseri olgularına cerrahi tedavi öngörmez iken, son yıllardaki çalışmalar özellikle yüksek riskli ve lenf yayılımı dahi olan hastalarda uygulanan cerrahinin yaşamın uzatılmasında asıl etkili olduğunu düşündürmektedir.
Prostat içinde ufak bir alanda ve çok yavaş ilerleyen bir kanser dokusu, eskiden hemen cerrahi ile ameliyat edilirken, günümüzde düşük riskli bir kanser düşüncesiyle aktif takibe dahi alınabilmektedir. Ancak halen daha cerrahi olarak başlangıçtaki riskli kanserin tek odakta bile olsa çıkartılması, özellikle cinsel fonksiyonun korunması açısından çok önemlidir.

Bu nedenle prostat kanserindeki tedavi yaklaşımları birçok faktör tarafından etkilenmektedir. Hasta sadece kanserin durumu ile değil, yaşı, ek hastalıklarının – mesela kalp hastalığı, gibi- var olup olmadığı, alışkanlıkları, sosyal yaşam niteliği ve beklentileri ile birlikte bir bütün olarak değerlendirilmeli ve doktoru ile karşılıklı tedavi seçeneklerini avantajları, dezavantajları, etkinliği gibi bilgilerle, değerlendirilmelidir.

Günümüzde hem lokal hem de lokal ancak bölgesel ilerlemiş prostat kanseri tedavisinde en etkin tedavi cerrahi olarak kabul edilmektedir. Bu cerrahiler özellikle son dönemlere kadar açık olarak uygulanırken günümüzde teknolojik gelişmelerin sağladığı avantajlarla robotik yardımlı ve konvansiyonel laparoskopik tekniklerle uygulanmaktadır.

Günümüzde, prostat kanseri tedavisinde özellikle idrar tutma ve cinsel fonksiyonun korunmasında en üst düzeyde fayda sağlanması planlanıyorsa, robotik cerrahi teknolojinin geldiği en son noktadır.

Prostat kanseri teşhisi konulmuş hastalar nelere dikkat etmeli? Tedavi sürecini destekleyecek uygulamalar nelerdir?

Öncelikle prostat kanseri etkin cerrahi ve ek tedaviler ile çok uzun dönem kontrol edilebilen bir kanser türüdür. Ancak burada ne kadar erken teşhis edilmişse, bu kontrolün uzun yıllara uzanması daha olasıdır.

Prostat dışına hafif taşmış olsa bile başarılı bir cerrahi ile 15 yıllık kansere bağlı ölüm ihtimali %1’in altında kalmaktadır. Bu yüz güldürücü sonuçların varlığını bilerek, hastalarımızın panik duygulara kapılmamasını ilk planda önermek isterim. Bu sakin kalma fikri ilk başlarda mümkün olmasa da, başarılı tedavinin verdiği rahatlık içinde birkaç yılda hastada gözlenmektedir. Ancak yine de ilk teşhiste ben hastalarıma onko-psikolojik desteğin kendisini ve yakın çevresini rahatlatması açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Kendi pratiğimde de bu onkolojik-psikoloji desteğini hastalarıma sunuyorum.

İkinci aşamada dikkat edilecek nokta tedavinin düzenlenmesinde bilimsel verilere ve deneyimli ellere tedavilerini teslim etmeleridir. Özellikle tartışmalı olgularda farklı tedavi yaklaşımları hastaya ve yakınlarına önerilebilir. Bu onlarda kesinlikle bir güvensizliğe yol açmamalıdır. Zira özellikle tartışmalı yani bölgesel ilerlemiş ya da çok başlangıçtaki kanser olgularında, günümüzde en etkin kabul edilen cerrahi seçeneği yanında, diğer alternatif tedavi yöntemleri (örneğin ışın tedavisi, hormon tedavisi ya da takip) tabii ki önerilebilir. Etkin konsültasyon ve onkolojik konseylerle hastaya en uygun tedavi seçenekleri ve ihtimaller konusunda bilgilendirme ve bilgilenme sanırım hastanın kendisi için en uygun tedaviyi planlamasında en büyük yardımcı olacaktır.

Özellikle sigara içen hastalarda ve kilolu hastalarda tüm tedavilerden önce sigaranın bırakılması ve tedaviler sürerken ya da tedavilerin bitiminde günlük fiziksel aktivitelerin arttırılması ile kilo kontrolü önerebileceğim, tedavi sürecini önemli şekilde destekleyecek adımlardır.

Hızlı Randevu

Hızlı Randevu

Hastalığınız ile ilgili detaylı bilgi almak için lütfen randevu alınız.