Prostat Kanserinin Tedavisinde Robotik Cerrahi

Kanu Başlıkları

Videoyu oynat

daVinci Robotik Sistem ile gerçekleştirilen prostat kanseri ameliyatı Robotik Radikal Prostatektomi“  olarak adlandırılmaktadır.

Prostat içine sınırlı prostat kanseri tespit edilmiş hastalara prostatın tamamen çıkarılmasını sağlayan geleneksel açık radikal prostat cerrahisi uygulanmaktaydı. Ancak özellikle 2000 yılından itibaren laparoskopik radikal prostat cerrahisi tüm dünyada uygulanmaya başlamıştır. Ancak uygulaması ve öğrenimi çok zor ve uzun olduğundan sınırlı sayıda cerrah tarafından uygulanır kalmıştır.

Bilgisayar, görüntü ve yazılım konularındaki ilerlemeler  sonrası birçok teknolojik avantajlar sunan daVinci Robot ile robotik cerrahi denilen cerrahi teknik 2002 yılından itibaren tüm dünyada çok hızlı bir gelişimle özellikle prostat kanseri cerrahisinde uygulanmaya başlamıştır. Zamanımızda A.B.D. de %90-95’i prostat kanseri cerrahisi robotik teknik ile yapılmaktadır.

Robotik Cerrahide hastaya uygulanan cerrahi işlemdeki temel basamakları konvansiyonel laparoskopideki basamaklara benzerdir. Bilimsel literatürde robotik cerrahi robot-yardımlı laparoskopik cerrahi olarak geçmektedir. Bu nedenle robotik cerrahi uygulayan cerrahın önceden ileri düzeyde laparoskopik cerrahi tecrübesinin olması, laparoskopi bilmeden direkt açık cerrahi tecrübe ile robot uygulamaya geçen cerraha göre, ameliyatın başarısında etkin olabilmektedir.

Robotik Cerrahide cerrahi işlem, cerrahın yönettiği robot kollarla, üç boyutlu yüksek çözünürlüklü ve 10-15 kat büyütmeli görüntü altında vücut içine borucuklardan yerleştirilerek kullanılan robotik kollarla yapılmaktadır. Bu robotik kolların en büyük avantajı, ince ve minik uçlarıyla, 3 doğrultuda olmak üzere 3 boyutta toplam 540° hareket kabiliyeti ile çok yönlü şekilde ve titremeksizin cerraha ameliyatı gerçekleştirme olanağı sağlanmasıdır.

Prostat Kanserin’nin cerrahi tedavisinde uygulanan Radikal Prostatektomi adı verilen ameliyatta: bu şemada görüldüğü gibi, prostat çıkarıldıktan sonra, dış büzük seviyesinden idrar borusu mesane boynuna dikilir ve kanalın devamlılığı sürdürülür

Robotik sistem hakkında detaylı bilgi almak için “daVinci Robotik Sistem nedir?” bölümünü ziyaret edebilirisiniz.

Resim-1: daVinci Robot sistemine ait üç bölümün toplu şekilde ameliyathanedeki kurulum düzeni
Resim-2: daVinci Robot kollarının cerrah tarafından kontrol edildiği “Konsol”

Tek delikten daVinci Robotik Cerrahi

Son yıllarda da Vinci Robotik cerrahi, çok sınırlı sayıda (tüm dünyada sadece birkaç merkezde) göbekten yapılan ufak bir kesi (3 cm) ile tek delikten girilerek gerçekleştirilmektedir.

Günümüzde rutin olarak tek delikten prostat kanseri cerrahisi uygulanmamaktadır. Ancak sınırlı sayıdaki merkezde burada sözü edilen Single Incision (Tek Kesi) da Vinci Robotik Sistem ile radikal prostatektomi sınırlı sayıdaki vakalarda gerçekleştirilmektedir.

Bu teknikte, vücuda, cerrahide kullanılan toplam 3 robot kolunu yerleştirmek için başka delik açılmamakta, robotun kamerasının vücut içine yerleştirildiği göbekten yapılan 1.5 cm boyundaki kesi 2 cm civarında genişletilerek özel bir sistemden (Resim-3a) robot kolları vücut içine yerleştirilir. Robot kolları vücut içinden farklı 4 delikten değil sadece göbekteki tek delikten vücuda yerleştirilir (Resim-3b)

Resim-3a: Tek göbek değilinden vücut içine yerleştirilmiş robot kollarının görünümü.

Resim-3b: Göbekteki 2 cmlik tek delikten yerleşitirilen 3 delikli port (SILS Trocar) vücut içine robot kolları tek delikten yerleştirilir.

Tek delikten robot uygulamasının cerrahı uygulayan doktor için en zor yanı, çok dar açılı vücut içinde yerleştirilmiş robot kolları ile böylesine zor bir ameliyatı gerçekleştirmek için sabır, özen ve üst düzeyde deneyim gerekmektedir. Ancak teknolojik ilerleme ile, vücut içine girdikten sonra ahtapot gibi açılan robot kollarının sağladığı açı ile bu dezavantaj da giderilmektedir.
 

Ekstraperitoneal (Periton zarı dışından) Robotik Cerrahi

Periton ne demektir?

Periton zarı iki kattan oluşup, karının iç bölümünü tümüyle kaplar. Karın içindeki mide, barsaklar, karaciğer ve dalak, pankreas gibi organları içinde tutan ve onların dış ortam ile temasını engelleyen çok önemli koruma mekanizması özelliğine sahip bir yapıdır. Periton zarı, karın içindeki bahsedilen organların, kapalı bir sistem içinde bir arada tutulması ve sadece yapısal olarak değil, salgıladığı özel periton sıvısının içeriğiyle de korunması sağlamaktadır (Resim-4).

 

Resim-4: Karın içindeki periton zarı Karaciğer, mide, 12 parmak barsağı ve ince-kalın barsakları saran koruyucu bir zardır. Böbrekler, idrar kesesi ve prostat Periton zarının dışında yer alır. Teknik olarak bunarla ulaşmak için Periton zarını delerek girmek daha kolaydır. Ancak bu sefer de peritonun içinde olan dokular cerrahiden direkt olarak etkilenir ve risk alanına girer.

Ekstra-Periton Robotik Cerrahi nedir?

Genellikle ve ülkemizdeki bütün merkezlerde daVinci Robot ile ameliyatlar, periton zarından karın içine girilerek ve barsaklar, mide, karaciğer ile yakın temas altında, gerçekleştirilmektedir. Buna “Trans-Periton” yoldan robotik cerrahi denilmektedir.

Bilinmesi gereken en önemli noktalardan birisi: Prostat, böbrekler ve mesane periton zarının dışında kalan organlardır (Resim-4). Türkiye’de Prof. Dr. Tibet Erdoğru periton zarından içeriye girmeden, periton zarını delerek zedelemeksizin, barsaklar ve diğer periton içi organlarına temas etmeden Robotik Radikal Prostatektomi’yi gerçekleştirmektedir.  “Ekstra-Periton” Robotik Cerrahi’de göbek deliğinin alt kenarına 1.5 cmlik bir kesi yapılır. Bu kesi göbek kıvrımında olduğundan, ameliyat sonrası göbekte istenmeyen ameliyat izinin kalma olasılığında azalmış olur. (Resim-5)

Resim-5: Göbek alt kıvrımına yapılan ufak kesi

“Ekstra-Periton” teknikte göbek deliğinden karın ön duvarını oluşturan kaslar ile barsakları saran periton zarı arasından, periton zarını açmadan, girilir. Buraya yerleştirilen özel bir “Balon” ile aradaki bölüm açılır ve cerrahiyi rahatlıkla gerçekleştirecek ve periton zarı açılmadan, bu zarın dışından barsaklara dokunmaksızın robotik cerrahi boşluğu hazırlanır (Resim-6a, -6b). Bu tekniğe: Ekstra-Periton Robotik Radikal Prostatektomi denilmektedir.

Günümüzde bir çok merkezde Trans-Periton tekniğin yapılıyor olmasının nedeni biraz zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Zira genellikle radikal prostatektomide laparoskopik deneyim olmaksızın açık cerrahi ya da pek açık cerrahi deneyimi olmadan robotik radikal prostatektomiye başlayan merkezlerde vücuda girişim kolaylığı ve ekstraperiton alanı hazırlama deneyimi olmadığı için Trans-Periton yaklaşım zorunlu olarak tercih edilmektedir.

Ekstra-Periton alanı hazırlamak için hem laparoskopik radikal prostatektomi deneyimi hem de bunu Ekstra-Periton uygulayabilme tecrübesinin olması en önemli faktördür. Zira deneyim olmadan Ekstra-Periton uygulamak istendiğinde ve çok ince olan periton zarı açıldığından vücut içine verilen hava, periton içine kaçacağından, periton zarı ve buradan dışarı fırlayan barsaklar cerrahinin daha da zorlaşmasına neden olabilir. Bu nedenle Ekstra-periton alanı hazırlamak ve bu alanda Robotik Radikal Prostatektomi ameliyatını icra etmek ciddi laparoskopik ön deneyim gerektirmektedir.

Resim-6a: Periton zarı ile (sarı renkli çizgi), barsaklarla temas etmeden, karın ön duvar kasları arasında balon ile ameliyatı yapmak için boşluk açılır.

Prostat Kanseri cerrahisindeki Robotik Cerrahi deneyimimizde gerçekleştirdiğimiz son 100 Trans-periton ve 100 Ekstra-periton vakamızın karşılıklı verilerinin değerlendirilmesinde;

  • Ameliyat süresi ve kan kaybı açısından hiçbir farklılık yokken,
  • Ekstra-periton uyguladığımız hastalarımızda gaz sancısının olmaması ve ameliyattan 5-6 saat sonra ağızdan yemek almaya ve su içmeye başlama avantajı ön plana çıkmaktadır.  Ülkemizde bu şekilde bir deneyimin sunulacağı başka bir deneyim serisi bulunmamaktadır. Ekstra-periton hastalarında ameliyat sonrasının biraz daha konforlu geçtiği bu deneyim ile söylenebilir.
Resim-6b: Göbekteki delikten yerleştirilen balon ile, barsakları riske atmaksızın ameliyatı gerçekleştirmek için, Ekstra-Periton boşluğun hazırlanması

Prostat kanserinde radikal prostatektomi ameliyatının ekstraperitoneal (periton zarı dışından) robotik olarak yapılmasının, transperitoneal (periton zarına girerek ve barsaklarla temas ederek) yapılması arasındaki en önemli farklar aşağıda sıralanmıştır.

“Ekstra-Periton” tekniğin avantajları:

  1. Karın içi ameliyat süresince gaz ile şişirildiğinden ameliyat boyunca yüksek basınca maruz kalmayan barsakların ameliyat sonrasında hareketlenmesi ve çalışması daha hızlı olmaktadır.

  2. Barsaklarla temas olmadığından, periton zarı bütünlüğü bozulmadığından barsaklarda yaralanma riski yoktur.

  3. Trans-Periton teknikte, periton zarı açıldığından, prostat ameliyatı sırasında barsaklar her zaman ameliyat alanına gelir. Bunu en aza indirmek için hasta bütün ameliyat süresince 45° (yarı-amuda kalkmış gibi) baş aşağı pozisyonunda yatırılmak zorundadır. Ancak Ekstra-Periton teknikte periton zarı hiç açılmadığından ve ameliyat boşluğunu oluşturmak için, periton zarı dışında hava basıncı uygulandığından, barsaklar hiçbir zaman ameliyat sahasına giremez. Bu nedenle hasta baş aşağı pozisyonda yatırılmaz. Hasta pozisyonu normale çok çok yakın bir eğimdedir. (Resim-7)

  4. Hasta pozisyonu nedeniyle, kalbe fazla kan yükü, beyin ödemi riski kesinlikle yoktur.

  5. İnfeksiyon ya da idrar kaçağı olduğunda bunun direkt barsak, karaciğer ile teması olmamaktadır.

  6. Sadece 5 trokar deliğinden ameliyat gerçekleştirilir (Resim-8). En büyük olan göbek kıvrımındaki delikte ise bu yaklaşımda iz kalma olasılığı çok azdır.
Resim-7: “Ekstra-Periton” Robotik Cerrahi uyguladığımız hastamızdaki yatış pozisyonu görülmektedir. Siyah çizgi yere paralel olan çizgiyi gösterirken, Kırmızı çizgi hastanın yer ile yaptığı açıyı göstermektedir. Genellikle uygulanan “Trans-Periton” teknikte hasta yatış pozisyonu Beyaz Çizgi ile ifade edilmiştir. Buradaki hastanın yatış açısı baş aşağıya 45°dir.

Siyah Çizgi: Yer hizası

Kırmızı Çizgi: Ekstra-Periton teknikteki hasta açısı

Beyaz Çizgi: Trans-Periton teknikteki hasta açışı

Resim-8: Ektra-Periton teknikte standart 5 adet trokar deliği kullanılır. Ortadaki trokar göbek deliğinden yerleştirilen ve Ekstra-Periton için yapılmış özel bir trokardır.

“Ekstra-Periton” tekniğin dezavantajları:

  1. Peritona girmeden, periton zarının dışından yapılan robotik ameliyatta çalışma boşluğu daha dardır. Bu nedenle tecrübeli cerrahın yanı sıra, üst düzeyde cerrah ve asistans uyumu ve deneyimi gerekir.

Prostat Kanserinde Robotik Cerrahinin avantajları nedir?

Robotik Cerrahi” sonrası hastanede kalış süresi 1 ya da 2 gün kadar olmaktadır. Yaklaşık hastaların %95’i ameliyat sonrası ikinci günde evlerine gitmiş durumdadır.

  1. Geleneksel açık cerrahi ile karşılaştırıldığında ameliyat sırasında çok az kan kaybı olmaktadır. Buna paralel olarak kan verilmesi de çok düşüktür (robotik cerrahi de %1-2, açık cerrahide %40-45)

  2. Hastanede kalış döneminde çok az miktarda ağrı kesiciye gerek olan ağrı olduğu gibi, hastaneden çıktıktan sonrada çok az oranda ağrı kesici kullanımına gerek olmaktadır. Kullanılan bu ağrı kesicide parasetamolden daha güçlü değildir.

  3. Genellikle cerrahiden sonraki ilk hafta içinde 4. Ya da 7. Gün arasında, herhangi bir iyileşme sorunu olmaz ise, idrar yoluna yerleştirilen sonda alınmaktadır. Açık cerrahide bu süre genellikle 14-21 gün arasında değişmektedir.

  4. Yaklaşık hastaların %90’ı Robotik Cerrahi ile radikal prostat ameliyat sonrası 2. Ya da 3. Haftada rutin çalışmalarına geri dönmektedir.

Eğer sizde tespit edilen prostattaki kanser gelişimi prostat içinde sınırlı, başka bir deyimle organ dışına çıkmamış ve agresif özelliğe sahip değilse ve yaşamınızda ek ciddi hastalığınız yoksa siz cerrahi tedavi için adaysınız.

Daha önceden prostat kanserine dışarıdan ya da dahili (brakiterapi, HIFU) fokal tedavisi görmüş ve buna rağmen kanser kontrolü sağlanamamış ise, ışın tedavisinin verdiği zararlı etkiler nedeniyle cerrahi tedavi için uygun aday değilsiniz.

Kontrol edilemeyen kan hastalığınız var ise prostat kanser cerrahisi için uygun hasta değilsiniz. Bu iki noktanın dışında bütün hastalara “Robotik Cerrahi” teknik ile radikal prostatektomi uygulanabilir.

daVinci Robotik Cerrahide sinir korumanın teknikleri

Penise giden ve cinsel ilişkide ereksiyonun oluşmasını sağlayan sinirin tek bir sinir değil demet şeklinde olduğu bilinmektedir. Ancak son yıllardaki araştırmalara bu demetin %60 hastada prostatın yanlarında alt kısımda toplanmış olmadığını göstermiştir (Resim-9). Yani açık cerrahi uygulanırken birçok doktor penise giden siniri koruduklarını düşünürken, aslında %60 hastada ağ şeklinde prostatın ön yüzeyine yayılan sinir ağını kesmektedirler. Bu da, cerrah koruduğunu ifade etse bile, beklentinin aksine ameliyat sonrası ereksiyon kaybı ile hastayı yüz yüze bırakmaktadır.

Zira prostat leğen kemiğinin ön kanadının altında penisin kökünde yani çok derindedir. Laparoskopik teknik bu dezavantajı ortadan kaldırmıştır. Zira göbekten yerleştirilen teleskop ve yüksek çözünürlüklü (high definition) ve normal gözün 10-15 kat büyütmeli görüntüsünün ekrandan seyredilerek diğer deliklerden ince uçlu narin cerrahi aletlerle en derindeki bütün doku ve farklı anatomik yapıları görerek cerrahi uygulanır.

Bu görüntü ve narin-ince cerrahi aletlerle sinir ve damar demetleri bütün hastalarda çok iyi şekilde korunabilmektedir. da Vinci Robotik Cerrahi Sistem laparoskopinin bu avantajını bir adım daha öteye taşıyarak 3 boyutlu ve daha da net görüntü altında, robotik kolların vücut içindeki ince ve narin uçları ve bu kolların çok açılı farklı açılardaki hareketleri ile titremeden ve her açıdan dokuya ulaşabilen bir cerrahiyi laparoskopist cerraha sunmaktadır.

Resim-9a ve -9b: Resim-9a’da sinir lifleri, eski bilinenin aksine, erkeklerin %60’ında bir ağ şeklinde prostatın yan yüzeyinde de boylu boyunca bulunmaktadır –siyah oklar. Resim-9b’de ise eski bilgdeki gibi sadece %40 erkekte sinir demeti bir bölgede toplanmış şekildedir –çizgili oklar-.

Penise giden sinir ağı %60 erkekte prostatın ön yüzeyine yayılan şekildedir (Resim-9a). Bu nedenle iki farklı teknikle sinir demetinin ve ağının korunması gündemdedir. Prostatın kapsülü kalacak şekilde üzerindeki bütün zarlarıyla (ki bu zarlara fasiya denir) ve bu zarların arasındaki bütün sinir demeti ile ağının korunması en üst düzeyde deneyim ve sabır gerektirir.

Bu tekniğin adına tüm zarların altından anlamına gelen İNTRAFASCİAL TEKNİK (Resim-10: KIRMIZI ÇİZGİLİ HAT) ile sinir koruma denir. Bu teknikle oluşan zarların ve içindeki sinir demetinin görüntüsü nedeniyle “Afrodit’in Peçesi” ismi de takılmıştır. Bu teknikle penis ereksiyonunun korunması daVinci Robotik Sistem kullanıldığında %90-95, konvansiyonel laparoskopi uygulandığında %85’ler seviyesinde bildirilmektedir. Halbuki açık cerrahide bu oran %51-60 seviyesinde bildirilmektedir.

Prostat kapsülünün hemen üzerindeki zar tabakası bırakılarak, prostatın tüm yüzeyindeki ağ değilde, sadece prostatın yan ve altındaki dış zar içindeki demet halindeki sinir korunursa, buna zarlar arasından uygulanan teknik anlamına gelen İNTERFASİAL ile sinir koruma denir. Bu teknikte daVinci Robotik Sistem uygulansa bile ereksiyonun korunma olasılığı %66 olarak bildirilmektedir.

Prof. Dr. Tibet Erdoğru’nun uyguladığı Robotik infrafascial sinir koruyucu tekniğinin video görüntüsü için TIKLAYIN

Resim-10: Prostat kanseri ameliyatında farklı şekilde korunan penise giden sinir ağının anatomik görüntüsü

Resim-11’de İNTERFASCİAL ve İNTRAFASCİAL damar sinir demetinin korunmasındaki fascia yaprakları arasındaki farklılık daha net gösterilmeye çalışılmıştır. Resim-11a da görüldüğü gibi iki fascia yaprağı arasından damar sinir demeti korunurken (İnterfascial teknik), Resim-11b’de iki fascianından içinden hemen prostat yüzeyinden bütünüyle damar sinir demeti korunur (İntrafascial teknik)

Resim-11a ve 11b: İnterfascial ve İntrafascial sinir koruma tekniği arasındaki şematik farklılık

Burada vurgulanması gereken en önemli nokta Afrodit Peçesi şeklinde tüm katlarıyla zarlar ve bu zarların içindeki penise giden ereksiyon sinir ağının korunduğu hastalarda tam idrar tutma fonksiyonu da hem çok hızlı kazanılmakta hem de %98’ler seviyesine ulaşmaktadır.

Kısaca, daVinci Robotik Sistem sağladığı teknik avantajları ve laparoskopi konusundaki üst seviyedeki cerrah deneyimi ile penise giden sinirlerin ve damarların korunması üst seviyede gerçekleştirilir ve ameliyat sonrası cinsel aktivitenin devam etmesinde önemli avantaj sağlar.

Robotik Cerrahi ile idrar tutma kaslarının korunması: 

Tüm teknik detaylar

Prostat kanserinin cerrahi tedavisinde robot olmaksızın uyguladığımız klasik – konvansiyonel- laparoskopik cerrahi deneyim ile, açık cerrahi de göremediğimiz ve ayırtına varamadığımız prostat çevresindeki birçok yapının anatomik detaylarına vakıf olduk. Bu konudaki araştırmalar halen daha devam etmektedir. Özellikle Robotik Sistemindeki üç boyutlu ve yüksek çözünürlüklü görüntü laparoskopide edindiğimiz bu detaylar üzerine ek bilgileri de sağlamaktadır. Bu detayların açık cerrahi uygulayan cerrahlar tarafından görülememesi sürpriz değildir. Zira anlatılacak tüm anatomik detaylar penis kökünün üstünde yer alan “Pubis” kemiği dediğimiz kemiğin altında penisin kökündedir. Ayrı bir deyimle vücudun en derin yapılarından birisidir.

A şeklinde görüldüğü gibi mesane (idrar kesesi) altında prostat mevcuttur. Bu resimde “C” kesitinden geçen düzlemdeki idrar kanalını saran iki kat büzük kas demeti vardır. * şeklindeki çizgili büzük kas demetidir; X düz kas demetidir.

Daha detaylı bir diyagram şeklinde gösterilecek olursa;

Robotik cerrahi tekniğin uygulamalarıyla elde ettiğimiz bu idrar tutma kas yapılarının detaylarını videoda gördüğünüz gibi (video görüntüsü için TIKLAYIN) rahatlıkla görebilmekte ve koruyabilmekteydik.

Robotik Radikal Prostatektomi ameliyatında robotik teknolojinin verdiği avantajlar ve cerrahi deneyim ile bu kas demetleri ve sinir demetleri son derece itinalı ve yapılarına zarar vermeksizin korunabilmektedir. Bu korunma ise hastaya erken idrarını tutma ve cinsel fonksiyonda kayıpsız yaşam kalitesini sunmaktadır.

 

Yan etkileri ya da komplikasyonları nelerdir?

Şimdiye dek yapılan değerlendirmeler radikal prostat cerrahisi sonrasında meydana gelebilen idrar tutamama ve penis sertleşme bozukluğu sıklığının laparoskopik prostat cerrahisinde daha az olduğunu göstermektedir. Prostat gibi derinde olan bir organın Robotik Cerrahi teknikte kullanılan teleskop – kamera sistemi ile elde edilen yüksek çözünürlüklü (high definition) normalin 10-15 katı büyütmeli görüntüsü ile, titremeyen ve 540° hareket açılı ince ve minik robotik kollar ile prostata komşu olan penise giden sertleşme sinirleri ve idrar tutma kaslarının daha iyi korunur.

Bu daha nitelikli koruma daha düşük oranlarda idrar kaçırma sorunu ve daha düşük oranda penis sertleşme bozukluğu ile karşılaşılmasına neden olur. Eğer yaşınız <60 ve iki taraflı sinir koruyu teknik uygulanmış ise, Robotik Cerrahi teknik ile radikal prostatektomi ameliyatından sonra normal ilaç almaksızın cinsel fonksiyonunuzu %80-90 oranında ek tedavi almadan gerçekleştirebilirsiniz. Aynı şekilde idrarı normal şekilde tutabilme olasılığı %96-98’dir.

Burada verilen bilgiler ışığında da daha net algılanacağı gibi, hasta ve hasta yakınları tarafından bilinmesi gereken en önemli nokta Robotik Cerrahi tekniğin tümüyle alete ve robota bağlı bir cerrahi uygulama olmadığıdır. Kendi deneyimimde özellikle cerrahın radikal prostat cerrahisindeki klasik yani konvansiyonel laparoskopik cerrahi deneyimi başarıda çok önemlidir. Zor ve dezavantajlarıyla laparoskopik cerrahiyi, robotun avantajları olmadan da rahatlıkla uygulayabilen deneyimli bir cerrahın, robotik teknolojik desteği de alarak penisin sinir, damarları ve büzük kasların korunmasında ne derece başarı sağlayacağı da çok önemlidir. Özellikle bu denli bir teknoloji ile tedavi olmayı düşünen hastalardaki varolan büyük beklenti nedeniyle bahsedilen laparoskopik cerahi deneyimin mutlaka sorgulanması gereken bir faktör olduğunu düşünüyoruz.

Prostat Kanseri tedavisinde daVinci Robotik Radikal Prostatektomi ameliyatı için hazırlık

Ameliyat öncesinde prostat kanserinin prostatı saran kapsül içinde olma, kapsülü aşmış olma ve seminal bezler ile lenf bezlerine sirayet etme riskleri açısından durumun mutlaka radyolojik yöntemlerle (parmakla muayene, prostat MRI, pelvik BT yada tüm vücut kemik sintigrafisi ile de) detaylı olarak değerlendirilmesi gereklidir. Bu tetkiklerle elde edilen veriler Prof. Dr. Tibet Erdoğru tarafından MSK NOMOGRAMI ile değerlendirilerek hastaları, hasta yakınları ile detaylı kanser durum ve cerrahi beklenti değerlendirilmesi yapılmaktadır.

Özellikle bu şekilde elde edilen bulguların hastanın patoloji sonucundaki biopsi sayısı ve Gleason Skoru ile beraber kontrole geldiğinde çok dikkatli şekilde değerlendirildikten sonra tedavisinin planlanması ve bu planının mutlaka hasta ile planlanması gereklidir. Laparoskopik veya Robotik radikal prostatektomi üroloji pratiğinin en zor ve en ince ameliyatlarının başında gelmektedir. Özellikle sinir koruma tekniği ve siniri korurken kanserli dokuların tümüyle çıkartılması gerekliliği arasındaki dengenin nasıl olacağı, tüm seçenekler ve olası komplikasyonlar hakkında detaylı olarak görüşülmesi zaruridir.

Ameliyat esnasında planlananın dışında bir bulgu ile karşılaşılması ile  farklı bir yaklaşıma geçmek ve ameliyat esnasında patolojik Frozen Section yöntemi ile korunmuş sinir-damar demeti üzerinde biopsilerle kanserli doku kalıntısının olup olmadığını ortaya koymak gerekebilir. Bu detayların enine boyuna ameliyat öncesi konuşulması hastanın ilerideki olası tedavilerinin kabulünde ve hastalığın yenilmesinde çok önemlidir.

Bu ameliyattan önce eğer kullanıyorsanız mutlak suretle sigarayı bırakmanız gereklidir.

Ameliyat öncesindeki 10-15 gün içinde genel anestezi açısından yapılması gereken hazırlıklar:

  • Tam idrar tahlili
  • Tam kan sayımı
  • EKG (elektrokardiografi)
  • Serum açlık kan şekeri, kreatinin, karaciğer fonksiyon testleri (ALT, AST, GGT), elektrolitler (sodyum, potasyum, klorür)
  • Akciğer grafisi -opsiyonel, gerekirse-

Size verilen ameliyat randevu tarihinden en az 7-8 gün önceden, eğer kullanıyorsanız, kanı incelten ilaçları kesmelisiniz. Eğer bu tip ilaçları bırakmanız kesinlikle yasak ise mutlaka benimle temasa geçiniz. Tedavinizin aksamaması ve ameliyat için risk oluşturmaması için gerekli düzenlemelerin yapılması gereklidir.

Genel anestezi ile ameliyatınızı yaptığımız için ameliyat saatinizden öncesinde 6 (altı) saat süreli olarak ağızdan katı ve sıvı hiçbir gıda almamanız gereklidir.