Böbrek Kanseri

Konu Başlıkları

Böbrek Kanseri Nedir?

Böbrek kanseri, böbreklerden herhangi birindeki anormal hücreler bölünmeye ve kontrolsüz bir şekilde büyümeye başladığında gelişir. Hücreler, çevreleyen dokulara veya organlara büyüyebilir ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Bu konunun detaylarına inmeden önce böbreğin çalışma şekline bir göz atalım. 

Böbrekler Nasıl çalışır?

Böbreğin içinde nefron adı verilen küçük tüp ağları kanı süzer. Kan nefronlardan geçerken tüm istenmeyen atıklar uzaklaştırılır. Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu kimyasallar tutulur veya kan dolaşımına geri verilir. Böbrekler, her biri yaklaşık olarak bir yumruk büyüklüğünde olan fasulye şeklinde iki organdır.  Nefronların içinde atık ürünler küçük kan damarlarından idrar toplama tüplerine geçer. İdrar, her böbreğin merkezinde renal pelvis adı verilen bir alanda toplanır. Buradan üreter adı verilen bir tüpten mesaneye akar. Her böbrekten birer tane olmak üzere 2 üreter vardır. Üretra adı verilen başka bir tüp, idrarı mesaneden vücudun dışına taşır. Böbrekler çok zengin bir kan kaynağına sahiptir. Kan büyük miktarlarda geçer, böylece böbrekler onu filtreleyebilir ve atık ürünleri uzaklaştırabilir. Böbreğe giden ana kan damarına renal arter denir. Temizlenmiş kanı taşıyan büyük kan damarları da vardır. Bunlara böbrek damarları denir.

Hormonlar
Böbrekler ayrıca önemli hormonlar üretir: Kemik iliğinize kırmızı kan hücreleri yapmasını ileten eritropoietin (EPO) kan basıncını düzenleyen renin Kalsitriol (bir D vitamini formu), kemiklerinizi sağlıklı tutmak için bağırsağın kalsiyumu emmesine yardımcı olur.

Adrenal bezler: Her böbreğin üstünde bir adrenal bez bulunur. Bu küçük bezler şunları yapar:

 

Adrenal Bezler

Kortizol, doğal bir steroid hormonu vücudun su dengesini düzenlemeye yardımcı olan aldosteron, adrenalin, noradrenalin, adrenalin benzeri bir hormondur. Bir böbreğiniz alındıysa, üstündeki böbrek üstü bezini de aldırmış olabilirsiniz. Bu, cerrahınız kanser hücreleri içerebileceğini düşünürse olur. Kanserin adrenal bezlerden birine yayılması oldukça sıra dışıdır. Adrenal hormonlar önemlidir. Ancak bir böbrek üstü beziniz çıkarılmışsa, sadece bir tanesi yeterli olabilmektedir. Kalan adrenal bez, ihtiyacınız olan tüm hormonları üretecektir. Her iki böbrek üstü bezinin de çıkarılması olağandışıdır. Bu olursa, hormon tedavisi esastır.

Böbreğin yapısı

Böbrek Kanserinin Türleri Nelerdir?

Böbrek Kanseri (Adenokarsinom)
Böbrek Pelvis Renalis Tümörü (Değişici Epitel Hücreli Karsinom)

Böbrek kanseri en sıklıkla iki tipte görülür. Bunlardan %85 oranında görülen “Adenokarsinom” tipi böbrek kanseri böbreğin kendi dokusu içindeki tübüllerden (aşağıda detaylı açıklanmıştır) kaynaklanır. Diğeri ise böbreğin idrarı biriktirdiği havuz kısmından (Pelvis renalis, Resim-1) çıkmaktadır.

Böbrek Kanseri (Adenokarsinom), böbrek içinde yer alan ufak idrar kanalcıklarından köken alır.

Böbrek kanseri (renal hücreli kanser, adenokarsinom) böbrek içinde yer alan, tübül adı verilen, ufak idrar kanalcıklarının içini döşeyen epitel hücrelerinden kaynak alır (Resim-1). İnsan vücudunda 2 tane böbrek vardır. Böbrek içinde toplam 1 milyon adet çok minik süzgeçler vardır. Bu süzgeçlerden kan içindeki zararlı maddeler süzülür. Bu sıvı, böbrek içinde yer alan ufak kanalcıklardan geçerken vücut tarafından yeniden emilir ya da fazla maddeler atılır ve sonunda dışarı attığımız net idrarı oluşturur. Oluşan idrar böbrekteki toplayıcı havuzcukların kanalıyla ana havuza (pelvis) ve oradan da üreter isimli kanal ile bir süre depolanacağı mesaneye (idrar torbasına) iletilir.

Resim-1: Böbrek içindeki tüplerin içini döşeyen epitelyum hücrelerinden böbrek kanseri kaynaklanmaktadır.

Böbrek Kanseri Nerede Başlar?

Böbrekler farklı hücre tiplerinden oluşur. Sahip olduğunuz kanser türü, kanserin başladığı hücrenin türüne bağlıdır. Böbrek kanserinin en yaygın türü böbrek hücreli kanserdir. Nefronların içindeki tübülleri (en küçük tüpler) kaplayan hücrelerde başlar.

Renal hücreli kanserin başlıca türleri şunlardır:

  • berrak hücre – 100 renal hücreli kanserden yaklaşık 75’i (%75)
  • papiller – yaklaşık 100 renal hücreli kanserde 15’i (%15)
  • kromofob – 100 renal hücreli kanserden yaklaşık 5’i (%5

Böbrek Kanserinin Belirtileri Nelerdir?

Böbrek kanserinde en sık karşımıza çıkan klinik belirti idrarda kanama ve karında ele gelen sert kitledir. Sıklıkla idrarda kanama, karında kitle gibi belirtilerin yanında diğer belirtilere de neden olabilir. Erken evredeki böbrek kanserlerinde genellikle hiçbir belirti olmamaktadır. Ve bu hastalar genelde başka nedenlerle yapılan ultrasonografi ya da radyolojik tetkikler sırasında rastlantısal olarak tanınır.

İdrarda kan gelmesi
İdrarda kan (hematüri) böbrek kanserinin en yaygın belirtisidir. Bir enfeksiyon, prostat büyümesi veya böbrek taşlarından kaynaklanabilir. İdrarınızda herhangi bir kan fark ederseniz derhal doktorunuza görünün. Kan her zaman orada olmak zorunda değildir. Gelip gidebilir. Bazen kan çıplak gözle görülemez, ancak basit bir idrar testi ile alınabilir. Kanama gelip gidebileceğinden, sorunun ortadan kalktığını düşünebilirsiniz. Bu, böbrek veya mesanedeki erken tedavi edilebilir bir kanserin, tedavi edilmesinin daha zor olabileceği bir aşamaya kadar büyümesine izin verildiği anlamına gelebilir.

Böbrek bölgesinde bir yumru veya kitle
Böbreğinizin bölgesinde bir yumru veya şişlik hissederseniz, doğrudan doktorunuza gidin. Çoğu böbrek kanseri sizin veya bir doktorun hissedemeyeceği kadar küçüktür. Ancak doktorunuz kanseri kontrol etmek için bir ultrason taraması ayarlayabilir.

Diğer, belirti vermeyen semptomlar
Bazı insanlar belirsiz olabilen başka semptomlara sahiptir. Bunlar: kilo kaybı, yüksek sıcaklık ve çok ağır terleme, sırtınızda bir tarafta (kaburgaların altında) geçmeyen bir ağrı, yorgunluk, iştah kaybı, genel bir kötü sağlık hissi. Yüksek sıcaklık ve terleme bir enfeksiyondan kaynaklanabilir.

Yüksek tansiyon ve normalden daha az kırmızı kan hücresine sahip olmak (anemi) de böbrek kanseri belirtileri olabilir. Bu semptomlar böbreklerin ürettiği hormonlarla ilgilidir. Bu semptomlara başka birçok durum neden olabilir. Bunlara sahip olan çoğu insan kanser olmaz. Ancak bu belirtilerden herhangi birine sahipseniz, kontrol için doktorunuza gidin. Eğer kanser ise erken teşhis edilirse tedavisi daha kolay olacaktır. 

Aşağıdaki bu belirtilerde böbrek tümörü yönünden değerlendirme gereklidir.

  • İdrarda kanama
  • Karında ele gelen sert kitle
  • Böbrekte uzun süreli ve geçmeyen ağrı
  • İştah kaybı
  • Kilo kaybı
  • Kansızlık (anemi)

 

Böbrek Kanseri Nasıl Teşhis edilir?

Böbrek kanserinin teşhisinde ve değerlendirilmesinde batın ve böbreklerin incelenmesi gereklidir.

Bu incelemeler
•  Fizik muayene ve hikaye: Ailede böbrek kanseri hikayesi var mı? Başka risk faktörleri var mı? Karında ele gelen kitle var mı?

• Kan analizi: Böbrek kanserine eşlik etmesi beklenen belirtiler bulunmakta mı? Anemi ya da hiperkromazi, kanda yüksek kalsiyum, karaciğer fonksiyonlarında bozulma gibi

•  İdrar analizi: İdrar da kanama var olup olmadığı ortaya konulmalı.

•  Ultrasonografi: Böbreklerin ultrasonografi ile değerlendirilmesi ilk planda en önemli tanı yöntemini oluşturmaktadır. Şüphe edilen kitle (Resim-2) genellikle Doppler ultrasonografi ya da ideal olarak bilgisayarlı tomografi ile ya da manyetik rezonans (MR) görüntüleme ile kesinleştirilir (Resim-3a ve -3b). Resim-2: Böbrekte şüpheli kitle görünümü.

Böbrekte şüpheli kitle
Resim-3a ve -3b: (3a) Bilgisayarlı tomografi ile, (3b) MR ile yapılan değerlendirmede ortaya konulan böbrek kanserine ait kitleler (kırmızı ok ile gösterilmiş)

Bilgisayarlı tomografi:
Enine kesitlerle tüm karın içi organların aynı anda değerlendirilmesini sağlamaktadır. Ayrıca özellikle damardan verilen kontrast madde ile, böbrekteki kitlenin kontrast maddeyi tutup tutmadığı ile kitlenin damarsal zenginliği açısından da fikir elde edinilir. Ayrıca kitlenin böbrek içindeki lokalizasyonu, ebatları kesin olarak vurgulanırken, bunların detayı planlanacak cerrahi tedavi açısından önemlidir. Böbrek ana damarların yapısal şekli (tek atar damar mı, damarlarda farklılıklar var mı?), böbrekteki damarların seyri ve tümör ile olan ilişkisi (atar damarın hangi dalı ya da dalları tümöre ulaşmaktadır) çok önemlidir. Böbrek ana atardamar ve toplardamarı ile yakın ilişkisi olmayan sınırlı bir tümör kitlesinde sadece tümörün alınarak geride kalan sağlam böbrek dokusunun kurtarılması çok önemlidir (Resim-4).

Bilgisayarlı Tomografi

3 Boyutlu Bilgisayarlı Tomografi-Anjiografi:
Özel bir teknik ile, böbreğin kendisi, topar damarları, atardamarlarının anatomik yapısı ve tümörün 3 boyutlu görüntüsü bu değerlendirme ile alınır (Resim-5). Özellikle Laparoskopik ya da Robotik parsiyel nefrektomi (yani sadece kanserli dokuyu alarak, sağlam böbrek dokusunu hastada bırakılan yaklaşım) planladığım hastalarda ve özellikle bu hastalarda ana atar damarı tümüyle kapatmamayı düşündüğüm hastalarda kesinlikle bu değerlendirmeyi yapmaktayım. Böylece ameliyat öncesi damarsal yapılar, böbreğe nasıl ve hangi seviyeden girdikleri, böbrek içinde nasıl seyrettikleri ve tümör dokusu ile ilişkisi değerlendirilmiş ve bu yapılara göre cerrahi bir plan çizilmiş olmaktadır. Resim-5

Resim-5: Böbrek atar damar ve böbrekteki kitlenin 3 boyutlu değerlendirilmesi (Kırmızı ok: böbrek üst tarafındaki atar damar, Sarı ok: Böbrek alt kısmındaki atar damar-bunun alt dalı kitleye gitmektedir-, Beyaz daire: böbrek alt bölümündeki kitle)

MR Görüntüleme :
Özellikle bilgisayarlı tomografinin kullanılamadığı bazı durumlarda teşhis ve az önce sözü edildiği gibi, tümörün böbrek içindeki damarsal yapılarla olan ilişkisini değerlendirmede yardımcıdır.

Biopsi:
Bazı vakalarda teşhis konusunda çok şüphe varsa gündeme gelebilir ve genellikle bilgisayarlı tomografi rehberliğinde yapılabilir. Ancak biyopsinin patolojik değerlendirmede istenilen doğru tanıyı verememesi gibi bir sınırlama vardır. Bunlardan en önemlisi patolojik değerlendirme için alınan materyal genellikle yeterli olamamakta ve bu nedenle de teşhiste kesinlik söz konusu olmamaktadır.

Fazla kilolu veya çok kilolu (obez) olmak böbrek kanserine yakalanma riskini artırır.

Böbrek Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir?

Bir hastalığa yakalanma riskinizi artırabilecek her şeye risk faktörü denir. Farklı kanserlerin farklı risk faktörleri vardır. Bu risk faktörlerinden bir veya daha fazlasına sahip olmak, o kansere kesinlikle yakalanacağınız anlamına gelmez. Aşağıdaki sıralanan içerikler böbrek kanseri risk faktörleri arasında gösterilmektedir.

Fazla kilolu veya çok kilolu (obez) olmak böbrek kanserine yakalanma riskini artırır. Bu, her 100 böbrek kanserinden 24’üne (%24) neden olur. Yani böbrek kanserlerinin yaklaşık dörtte biri. Fazla kilolu olmak, özellikle kadınlar için vücuttaki hormonlarda değişikliklere neden olur.

Sigara kullanımı: Sigara içen kişilerde böbrek kanseri gelişme riski daha yüksektir. Bu risk, içtiğiniz sigaraların süresi ve sayısı arttıkça artar. Sigarayı bırakırsanız riskiniz düşer. 10 yıl sonra neredeyse hiç sigara içmeyenlerle aynı hale geliyor.

Böbrek hastalıkları: Böbrek yetmezliği olan kişilerin kanları haftada iki kez bir makine tarafından filtrelenir. Buna diyaliz denir. Uzun süreli böbrek diyalizi olan kişilerde böbrek kisti geliştirme riski daha yüksektir. Bu da böbrek kanseri riskini artırır. Diyalize ne kadar uzun süre girerseniz, böbrek kanseri riskiniz o kadar artar. Ancak bu muhtemelen böbrek hastalığı nedeniyle diyalize ihtiyacınız olduğu içindir. Diyalizin kendisi doğrudan kanser riski ile ilgili değildir.

Hatalı genler ve kalıtsal koşullar: Bazıları böbrek kanseri geliştirme riskini artıran hatalı genleri miras alır. Bu kusurlu genlerin neden olduğu kanserlere kalıtsal veya ailesel böbrek kanseri denir. Hatalı geni oluşturan DNA’daki değişiklikler, anormal bir şekilde davranmasına neden olur. Bilim adamları, DNA’da bu hataları hangi genlerin taşıdığını bulmaya çalışıyorlar. Gelecekte bu, doktorların kimlerin kalıtsal böbrek kanserine yakalanma riski altında olduğunu tahmin etmelerine yardımcı olabilir. Bu genetik koşullara sahip böbrek kanseri olan kişilerde genellikle her iki böbrekte de kanser bulunur (bilateral böbrek kanseri). Ayrıca her böbrekte birkaç tümör olabilir. Genellikle kanseri, kalıtsal olmayan kanserleri olan insanlardan daha genç yaşta geliştirirler. 

Böbrek Kanseri Riskini Artıran Kalıtsal Koşullar Nelerdir?

Von Hippel-Lindau (VHL) sendromu: Bu kalıtsal bir kanser sendromudur. Von Hippel-Lindau (VHL) geni, etkilenen ailelerden geçer. Geni taşıyan kişilerde beyin, omurga, pankreas, göz ve iç kulakta oldukça nadir görülen birkaç kansere yakalanma riski artar.

Tüberoskleroz: Bu, hatalı bir genin neden olduğu başka bir durumdur. Tüberosklerozlu kişilerde böbrek kisti ve böbrek kanseri riski artar. Cilt, beyin ve kalp sorunlarının yanı sıra böbrek hastalığına da neden olabilir.

Birt-Hogg-Dube sendromu: Bu kalıtsal durum, cildin kıl köklerinde birçok kanserli olmayan (iyi huylu) tümörün gelişmesine neden olur. Bunlar genellikle yüz, boyun ve gövdede gelişir. Bu geni taşıyan kişilerde böbrek kanseri riski artar.

Kalıtsal berrak hücreli ve papiller renal hücreli kanser: Kalıtsal berrak hücreli böbrek kanseri ve kalıtsal papiller böbrek kanserlerinin her ikisi de kalıtsal hatalı genlerden kaynaklanır. Bunlar baskın genetik koşullardır. Bu, hatalı geni yalnızca bir ebeveynden miras almanız gerektiği anlamına gelir. Buna rağmen, ikisi de çok nadirdir.

Aile öyküsü: Birinci derece akrabası olan ve böbrek kanseri teşhisi konan kişilerin böbrek hücreli karsinomu geliştirme riski kabaca iki katına çıkar. Birinci derece akrabanız ebeveyniniz, erkek veya kız kardeşiniz veya çocuğunuzdur.

Yüksek tansiyon: Bazı araştırma çalışmaları, yüksek tansiyon veya yüksek tansiyon ilaçları ile böbrek kanseri arasında bir bağlantı bulmuştur. Bağlantının ilaçlardan ziyade yüksek tansiyon olması muhtemeldir. Yüksek tansiyon, genel olarak böbrek hastalığı için bilinen bir risk faktörüdür.

Tiroid kanseri ve böbrek kanseri arasında bir ilişki var mı?: Tiroid kanseri olan kişilerde böbrek kanseri riski daha yüksektir. Bu, her iki kanserde de ortak olan gen değişikliklerinden kaynaklanıyor olabilir.

Diyabet ve böbrek kanseri: Bazı araştırmalar, tip 1 diyabetli kişilerin böbrek kanseri riskinin daha yüksek olduğunu bulmuştur. Diyabetlerini kontrol etmek için insülin kullanan kişilerde risk daha yüksek olabilir.

Böbrek Kanseri Yaşam Süresi

A.B.D.’de NCI (Ulusal Kanser Enstitüsü) tarafından 2022 itibariyle yeni böbrek kanseri teşhisi gerçekleşecek vaka sayısı 79.000 olarak öngörülmüştür Bu sayısı A.B.D. de teşhis edilen kanserlerin %4.1’sini oluşturmaktadır. Teşhisteki ortalama yaş 65’dir. Hastaların büyük bölümü 55-74 yaş grubunda teşhis edilmektedir.

2022 yılında böbrek kanseri nedeniyle 13.920 hastanın yaşamını kaybedeceği düşünülmektedir (Bu sayısı tüm kanserlere bağlı ölümlerin %2.3’ünü oluşturmaktadır).

Böbrek kanseri teşhis edilmiş tüm hastalarda 2012-2018 yılları arasında 5 yıllık göreceli yaşam oranı %76.5 olarak hesaplanmıştır.

2019 yılı içinde A.B.D.’de toplam teşhis edilmiş yaşayan 599.072 böbrek kanseri vakası olduğu hesaplanmıştır.

Yıllar içinde yeni vaka sayısı artışında bir stabilizasyon varken yani artmazken, hastalığa bağlı ölüm oranları da azalmaktadır. 

Hayatta kalma birçok faktöre bağlıdır. Kimse size tam olarak ne kadar yaşayacağınızı söyleyemez. Aşağıda, büyük insan gruplarına dayanan genel istatistikler bulunmaktadır. 

Tümör Evresine göre hayatta kalma
Böbrek kanserinin farklı evreleri için istatistik bulunmamaktadır.

İngiltere’nin bir bölgesinde böbrek kanserinin her aşaması için sağ kalım istatistikleri mevcuttur. Bu rakamlar 2013 ve 2017 yılları arasında teşhis edilen kadın ve erkekler içindir.

  • 1. Aşama
    100 kişiden 85’inden fazlası (% 85’ten fazlası) teşhis konulduktan sonra 5 yıl veya daha uzun süre kanserlerini atlatır.
  • 2. Aşama
    100 kişiden 75’inden fazlası (%75’ten fazlası) tanıdan sonra 5 yıl veya daha uzun süre kanserlerini atlatır.
  • 3. Aşama
    100 kişiden yaklaşık 75’i (yaklaşık %75’i) teşhis konulduktan sonra 5 yıl veya daha uzun süre kanserlerini atlatır.
  • 4. Aşama
    100 kişiden 10’undan fazlası (%10’dan fazlası) tanı konulduktan sonra 5 yıl veya daha uzun süre kanserlerini atlatır.

1 yıllık hayatta kalma terimi, sadece 1 yıl yaşayacağınız anlamına gelmez. Kanser teşhisi konduktan 1 yıl sonra hala hayatta olan insan sayısı ile ilgilidir. Bazı insanlar 1 yıldan çok daha uzun yaşar.

Görünümünüz, teşhis edildiğinde böbrek kanserinizin evresine bağlıdır. Bu, ne kadar büyük olduğu ve yayılıp yayılmadığı anlamına gelir. Kanserinizin derecesi de bakış açınızı etkiler. Derece, hücrelerin mikroskop altında ne kadar anormal göründüğü anlamına gelir. Düşük dereceli tümörler, yüksek dereceli tümörlerden daha yavaş büyüme eğilimindedir. 1. sınıf en düşük not ve 4. sınıf en yüksek nottur.

Böbrek Kanserinin Evreleri Nelerdir?

Derece, kanser hücrelerinin normal hücrelere ne kadar benzediği anlamına gelir. Bir uzman (patolog) hücrelere mikroskop altında bakar. Patolog, hücrenin merkezine (çekirdek) ve hücrelerin boyutuna ve şekline bakacaktır. Kanser hücreleri normal hücrelere ne kadar çok benziyorsa, derece o kadar düşük olur. Daha yavaş büyüme eğilimindedirler ve vücudun başka bir bölümüne yayılma olasılıkları daha düşüktür (metastaz).

Kanser hücreleri normal hücrelere ne kadar az benziyorsa, derece o kadar yüksek olur. Daha hızlı büyüme eğilimindedirler ve vücudun başka bir bölümüne yayılma olasılıkları daha yüksektir. Böbrek kanserleri 1-4 arasında derecelendirilir. Buna Fuhrman sistemi denir. 1. sınıf en düşük not, 4. sınıf en yüksek nottur. Derece, doktorunuza kanserin nasıl davranabileceğini ve hangi tedaviye ihtiyacınız olduğunu söyler. En iyi tedaviye karar vermede ana faktör, kanserinizin böbrekten yayılıp yayılmadığıdır.

 

Günümüzde özellikle Evre-1a tümörlerde Laparoskopik Parsiyel Nefrektomi yani sadece kanserli dokunun bir güvenlik sınırı ile çıkartılması, sağlam böbrek dokusunun hastada bırakılması yaklaşımı, gündemdedir. Bu nedenle böbrek adenokarsinomunda Evreleme büyük önem taşımaktadır. Daha fazla bilgi için TIKLAYINIZ.

Böbrek kanserinin klinik durumunun, gelişiminin ne derecede olduğunun kolaylıkla anlaşılması ve tedavilerinin planlanması için evreleme sistemi kullanılır. Evreleme sisteminde en önemli parametreler tümörün boyutları ve tümörün böbrek ve çevre dokusu ile olan ilişkisi yanında uzak dokulara yayılıp yayılmadığıdır. Büyük boyutlardaki (Resim-6) ve uzak organlara yayılmış böbrek kanserinin tedavisinde laparoskopik cerrahiden çok açık cerrahi tercih edilebilir.

Resim-6: Tümörün boyutları açısından oldukça ileri aşamada ve büyük olan (kırmızı ok ile gösterilen kırmızı daire) bir böbrek kanseri görüntüsü, normal böbrek dokusu (mavi ok)
Resim-7: Böbrek kapsülü içinde sınırlı ancak parsiyel olarak sadece tümörün çıkartılmasına uygun olmayan büyüklük ve lokalizasyondaki böbrek adenokarsinomu. Günümüzde bu nitelikteki bir kitlenin cerrahi tedavisinin artık “laparoskopik” teknik olduğu kabul edilmektedir.

Ancak yukarıda da belirtildiği gibi, Resim-7’de görülen böbrek tümörü gibi, böbrek içinde sınırlı büyük kitlelerde dahi (ki bu cerrahın laparoskopi tecrübesine göre değişebilir ve 10-15 cm’e kadar büyük kitleler bile laparoskopik olarak çıkartılabilir). Günümüzde bu tip kitlelerde Laparoskopik yöntem altın standart olarak yerini almaktadır.

Böbrek Kanseri Tedavisi

Teşhis konulduktan sonra, prognozu (iyileşme şansını) etkileyen bazı faktörler vardır. Bu faktörlere göre tedavi seçeneği hasta ile görüşülür. Prognozu ilk adımda etkileyen iki faktör tümörün evresi ve tümör hücrelerinin “grade” derecesidir.

Sorulması gereken ilk 4 soru

  • Tümörün evresi ve grade derecesi nedir ?
  • Tümör nerededir ?
  • Hasta ve diğer böbreğinin sağlığı nasıldır ?
  • Kanser tekrar mı etmiştir?

Eğer çok erken teşhis konulursa ve gecikilmemiş ise büyük bir çoğunluktaki böbrek havuz ve üreterdeki değişici epitelyum hücreli karsinom tamamen tedavi edilebilir.

Değişici epitelyum hücreli yüzeysel kanserlerin büyük bir bölümünde kanser hücrelerinin grade derecesi iyi iken, derin tabakalara sirayet etmiş tümörlerde bu grade derecesi kötüdür.

Eş zamanlı ya da farklı bir zamanda diğer karşı taraftaki böbrek sisteminde bu şekilde bir tümör görülme riski %2-4 arasındadır. Ancak böbrek pelvis renalis (böbrek havuzu) ya da üreter tümör saptanmış olgularda eş zamanlı ya da ilerideki takiplerde mesanede (idrar kesesinde) bu tip tümör gelişme riski %30-50 arasındadır.

Günümüzde erken tanı yöntemleri sayesinde artık böbrek tümörleri çok erken ve ufak çapta iken yakalanabilmektedir. Bu nedenle böbreğin maksimal derecede korunduğu ve sadece kanserli dokunun çıkartıldığı “Parsiyel Nefrektomi” giderek önem kazanmıştır.

Prof. Dr. Tibet Erdoğru, çapı 6 cm.ye ulaşan böbrek tümörlerini laparoskopik olarak böbrek ana atardamarını ve toplardamarını kapatmadan (literatürde “unclamped renal pedicle” olarak isimlendirilmektedir) ve böylece böbrek kanlanmasını bozmadan cerrahi olarak çıkartmaktadır.

“Renal Pedikül Klampajı” uygulamaksızın ve böbrek kan akımını kesmeksizin gerçekleştirilen laparoskopik parsiyel nefrektomi ameliyat videosunu seyretmek için TIKLAYIN

Yapılan bilimsel araştırmalardaki 5 ve 10 yıllık kanser takiplerinde, aynı evrede olmak şartı ile (T1 yani tümör çapı 7 cm.den ufak), “Parsiyel Nefrektomi“ (yani sadece kanserli dokunun çıkartılıp, sağlam dokunun bırakıldığı) uygulanan hastalar ile “Radikal Nefrektomi“ ile böbreği bütünüyle çıkartıldığı hastalar arasında kanser açısından sağkalım ve tümör tekrarı oranlarında hiçbir fark yoktur.

Prognozu (gelecekteki hastalığa bağlı yaşam süresini) ve nasıl bir tedavinin uygulanması gerektiğini etkileyen faktörler vardır.

Bu faktörlerin başında
•Hastalığın klinik evresi
•Hastanın yaşı ve genel sağlık durumu gelir

Böbrek kanserinin klinik durumunun, gelişiminin ne derecede olduğunun kolaylıkla anlaşılması ve tedavilerinin planlanması için evreleme sistemi kullanılır. Evreleme sisteminde en önemli parametreler tümörün boyutları ve tümörün böbrek ve çevre dokusu ile olan ilişkisi yanında uzak dokulara yayılıp yayılmadığıdır. Büyük boyutlardaki ve uzak organlara yayılmış böbrek kanserinin tedavisinde laparoskopik cerrahiden çok açık cerrahi tercih edilebilir.

Robotik Nefron Koruyucu Tümör Cerrahisi

Açık cerrahi ile uygulanan nefrektomide (böbreğin tümüyle çıkartılmasına tıp dilinde nefrektomi denir), ameliyatı gerçekleştirmek için 35-40 cm. boyuna kadar uzayabilen cerrahi kesi uygulanmaktadır (Şekil-1). Özellikle büyük tümörlerde aynı kesi ile 12. kaburga kemiğinin alınması da gerekebilmektedir. Bu büyük ameliyat kesisi ile yaralanan kasların ve sinirler nedeniyle ameliyat bölgesinde uzun süren ağrı ve uyuşukluk hissi olacaktır. Ayrıca iyileşme de buna bağlı gecikecektir. Hatta cerrahi alanda gelişebilen fıtık da ayrıca bir sorun olarak hastayı rahatsız edecek ve yaşam kalitesini etkileyecektir. Daha fazla bilgi için TIKLAYINIZ.

 

Böbrek Kanseri Tedavisinde Laparoskopik Cerrahi

Açık cerrahi ile uygulanan nefrektomide (böbreğin tümüyle çıkartılması), ameliyatı gerçekleştirmek için 35-40 cm.’e kadar uzayabilen cerrahi kesi uygulanmaktadır. Özellikle büyük tümörlerde aynı kesi ile 12. kaburga kemiğinin alınması da gerekebilmektedir. Bu büyük ameliyat kesisi ile yaralanan kasların ve sinirler nedeniyle ameliyat bölgesinde uzun süren ağrı ve uyuşukluk hissi olacaktır. Daha fazla bilgi için TIKLAYINIZ

Radikal Nefrektomi nedir?

Radikal nefrektomi, tüm böbreğin yanı sıra onu çevreleyen yağın ve bazen böbrek üstü bezi ve lenf düğümlerinin laparoskopik veya robotik cerrahi yöntemi ile alındığı bir ameliyat türüdür.

Nefrektomi nedir?

Nefrektomi, bir böbreğin veya böbreğin bir kısmının cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Tüm böbreğin tek başına çıkarılmasına basit nefrektomi denir. Böbreğinizin sadece bir kısmı çıkarılırsa buna kısmi yani parsiyel nefrektomi denir. Burada amaç kanserli dokunun tamamen çıkarılması ile geriye sağlam böbrek dokusu bırakılır.  Kelimenin anlamı “Nefro” “böbrek”, “ektomi” ise “çıkarma” anlamına gelir.

Radikal nefrektomiden önceki süreç nasıldır?

Ameliyattan önceki günlerde, kan nakline ihtiyaç duymanız durumunda kan grubunuz hakkında bilgi almak için kan örnekleri alınacaktır. Hekiminiz, kan sulandırıcı gibi bazı ilaçları almayı bırakmanızı isteyebilir. Sigara içmezseniz daha çabuk iyileşirsiniz ve ameliyattan sonra komplikasyon yaşamanız daha az olasıdır. Ameliyattan önceki gece gece yarısından sonra yemek yememeniz veya içmemeniz istenecektir. Hekiminiz, ameliyat günü almanız gereken ilaçlarınızdan herhangi biri hakkında size talimat verecektir.

Radikal Nefrektomi Nasıl Yapılır?

Radikal nefrektomi “açık” veya laparoskopik cerrahi ile yapılabilir. Açık ameliyatta tek bir kesi veya açıklık vardır. Laparoskopik ameliyatlar birkaç küçük kesi ile yapılır. Cerrah, ameliyatı yapmak için ucunda küçük bir kamera bulunan laparoskop adı verilen bir alet kullanır. Cerrah böbreği çıkarmaya hazır olduğunda, kesilerden birini daha büyük yapacaktır. Minimal invaziv ameliyatlar olarak da adlandırılan laparoskopik işlemler, artık açık işlemlerden daha yaygındır. Bununla birlikte, daha büyük tümörler için, daha karmaşık vakalar için veya tüm lenf düğümlerinin temizlenmesi gerektiğinde, açık bir prosedür genellikle en iyi yaklaşımdır ve laparoskopik deneyime sahip olan hekim bu cerrahiyi robotik ile yaparsa hasta için ameliyat sonrası süre. ve yaşam konforu açısından çok büyük avantajlara sahiptir. Özellikle daha az kesi, kozmetik kaybın az olması, enfeksiyon riskinin çok düşük ihtimallerde olması, daha hızlı taburcu olma gibi avantajları sıralayabiliriz.

Radikal nefrektomiden sonraki süreç nedir?

Ameliyattan çıktığınızda, sağlık ekibiniz kan basıncınızı ve diğer vücut fonksiyonlarınızı yakından izleyecektir. Ameliyattan kısa bir süre sonra yataktan kalkmanız ve yürümeniz istenecektir. Bu, iyileşmeyi ve normal fiziksel işlevleri destekler ve ayrıca zatürre dahil olmak üzere bazı komplikasyon olasılığını azaltır. Kısa bir süre için idrarınızı mesanenizden boşaltacak bir kateteriniz (ince, esnek bir tüp) kullanacaksınız.

Radikal nefrektomide tam iyileşme süresi ne kadardır?

Hastadan hastaya değişmek üzere kaldırma ve yorucu faaliyetlerde bulunma yeteneği de dahil olmak üzere tam iyileşme altı hafta kadar sürebilir.

Radikal nefrektomi ameliyatı ve uzun dönem sonuçları

Böbrekler önemlidir çünkü idrar yaparak vücudunuzdaki atıkları ve fazla suyu süzerler ve kan basıncınızı düzenlemeye yardımcı olurlar. Her iki böbrek de çıkarılırsa, bir nakil veya diyalize ihtiyacınız olacaktır. Hâlâ sağlıklı bir böbreğiniz varsa, genellikle yapmanız gereken her şeyi yapabilir. Hekiminiz diyet önerilerinde bulunabilir ve egzersiz yapmanızı ve düzenli kontroller yaptırmanızı önerebilir. Temas sporları yapıyorsanız, kalan böbreği korumak çok önemli olduğundan, bunu hekiminizle görüşmelisiniz.

Çocukluk döneminde bir böbrek çıkarılırsa, çok daha sonra – genellikle en az 25 yıl sonra – böbrek fonksiyonunun bir miktar kaybı olasılığı vardır. Ancak, bu genellikle hafiftir ve yaşam sürenizi etkilemez.

Parsiyel Nefrektomi Nedir?

Böbreğin atardamar (arter), toplardamar (ven) ve idrar havuzu (pelvis ile üretir) bölümlerinin içine almamış bölgesel bir hastalığa bağlı durumlarda (böbrek kanseri, böbrek taşına bağlı böbreğin bir bölümünün fonksiyonunu yitirmiş olması gibi nedenler) sadece hastalıklı bölümün çıkartılarak, sağlam böbrek dokusunun korunması cerrahisine “Parsiyel Nefrektomi” denilmektedir. Daha fazla bilgi alın

Sağ böbrek kanseri olan (MS, 52 yaş) erkek hastada Laparoskopik Parsiyel Nefrektomi adı verilen ameliyatla laparoskopik olarak sadece tümörün çıkartılması ve geride kalan sağlam böbrek dokusunun korunması gerçekleştirilmiştir. Laparoskopik teknikte, zamana karşı gerçekleştirilen bu cerrahide en üst düzeyde cerrahi damar disseksiyonu ve vücut içinde dikiş atma deneyimine sahip olmayı gerektirmektedir.
Prof. Dr. Tibet Erdoğru daVinci Robotik ve laparoskopik olarak başarılı şekilde hastalarına böbrek tümörlerinde parsiyel nefrektomi ameliyatını uygulamaktadır.

Videoyu oynat

Hızlı Randevu

Hızlı Randevu

Hastalığınız ile ilgili detaylı bilgi almak için lütfen randevu alınız.

Böbrek Kanseri ile ilgili bu konulara da bakabilirsiniz.

M.Karatekin
M.Karatekin
Read More
Yaptırdığım kontroller sırasında sol böbreğimde kitle olduğunu öğrendim şok olmuştum panik halde gittiğim bir doktor açık amiliyat yapacağını söyleyip ameliyat sırasında kitleyi alıp alamıyacağına karar vereceğini söyledi iyice karamsarlığa kapılmıştım eşim ile bir doktor ile daha görüşmek üzere randevu aldık tesadüf bu doktor'da aynı şekilde kitle amiliyatı olmuş hemen bizi kendisini ameliyat yapan doktora yönlendirdi Allah karşımıza Prof. Dr. Tibet Erdoğru hocayı çıkardı Tibet hoca detaylı muayeneden sonra 3D robotik cerrahi ile kitleyi alabileceğini söyledi başarılı bir 3D robotik operasyondan sonra kitleden beni kurtarmıştı Allah kendisinden razı olsun hiç fazla kafamız karışmadan sağa sola koşturmadan Prof.Dr.Tibet Erdoğru hoca gibi beyefendi önceliği sağlık olan bir hocayı karşımıza çıkardığı için Allah'a şükürler olsun aynı zamanda sayın Tibet Erdoğru hocamızın muayenehanesinde bizi kapıdan içeri girdigimizden itibaren başta Dilek hanım olak üzere ilgi alakası ile bize akraba sıcaklığı veren müthiş bir kadro kendilerine ayrıca teşekkür ederim Prf.Dr.Tibet Erdoğru iyiki varsınız Teşekkür ederim ülkemizin sizin gibi doktorlara ihtiyacı var Saygılar sunuyorum.
İ. Kuzey
İ. Kuzey
Read More
Eşimin sol böreğinde 7 cm tümör tespit edildi. Çok araştırdım, hepsi tümörün büyük olmasından dolayı 3D robotik cerrahi yöntemiyle değil 2D laparoskopik yöntemle sol böreğinde alınarak operasyonun yapılması gerektiğini söylediler. Fakat Tibet hocamın doğru tespitleri, yönlendirmeleri sayesinde eşim, hem sağlığına kavuştu hem de 2 böbreğiyle sağlıklı şekilde hayatına devam ediyor. 3D robotik cerrahi yöntem ile bu önemli operasyonu Tibet hocaya yaptırdığımızdan dolayı çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Son kararınızı vermeden önce tereddütsüz Tibet hocanında görmesini önemle tavsiye ederim. Bu memleketin; Prof. Tibet ERDOGDU gibi mesleğini severek yapan, konusunda uzman, teknolojiyi yakından takip edip onun hakkını vererek en doğru şekilde kullanabiilen ve maddiyattan önce hastalarının sağlığına kavuşması için seferber olan böyle uzman hekimlere ihtiyaci var. Hocam sağolun, varolun.
Previous
Next

Hızlı Randevu