Böbreğin en önemli görevi kanı filtre edip, atık maddeleri ve fazla tuzları oluşturduğu idrar ile vücut dışına atmaktır. Böbreğin oluşturduğu idrar öncelikle böbrek içindeki küçük sonra büyük toplayıcı kanallardan idrarın toplandığı havuza (pelvis renalis) gelir (Şekil-1) ve buradan üreter ile idrar kesesine (mesane) bir süre depolanmak üzere iletilir. Pelvis ile üreterin birleştiği noktaya (Şekil-1, siyah daire) UPJ –Üretero-Pelvik Junction Türkçesiyle üretero-pelvik bileşke- denir.
Özellikle çocukluk çağında olmak üzere, böbrekteki havuz (pelvis) ile üreter arasındaki geçiş noktasında idrarın taşınmasında bir darlık sonucu idrar drenaj sorunu olmaktadır (Şekil-1, siyah daire). Buna üretero-pelvik bileşke darlığı (UPJ darlığı) denir. İdrarın iletimindeki bu engel nedeniyle, idrar böbrek havuzunda (pelvis) birikir ve pelviste genişleme (hidronefroz) meydana gelir. Bu zamanla böbrek fonksiyonlarında azalmaya ya da tamamen böbreğin fonksiyonunun yitirmesine neden olur.
UPJ darlığında en sık neden doğumsal olarak bu bileşkedeki kas hücrelerinin gelişmemesidir. Bu genellikle 1500 çocuğun 1’inde olur. Bu daralma genellikle anne karnında, böbrek gelişme döneminde başlamaktadır. Zamanımızda, genellikle anne karnında iken yapılan ultrasonografi takiplerinde tespit edilmektedir.
Erişkin yaşlarda daha az sıklıkta karşılaşılmasına rağmen, darlığa ve bunun neden olduğu hidronefroza ya da böbrekte oluşan taşa bağlı meydana gelen ağrılarla kendini göstermektedir. Bu ağrı aralıklı şekilde gelen şiddetli ağrı atakları şeklinde olabileceği gibi, künt vasıflı, hafif bir yan veya bel ağrısı şeklinde de olabilir. Bazı hastalarda sıvı ya da su tüketilmesi ile ağrı artabilir.
UPJ darlığı nasıl teşhis edilir? Kesin tanıda kullanılan yöntemler nelerdir? Takiplerde sıklıkla kullanılmasına rağmen, ultrasonografi UPJ darlığının teşhisinde tek başına tanı koydurucu değildir. Ultrasonografide sadece böbrekteki havuzda genişleme yani hidronefroz ve böbrek parankim dokusunun yapısı ve kalınlığı görüntülenir (Şekil-1).
Kesin teşhis amacıyla, mutlaka idrarın böbrekten idrar kanalına akışının fonksiyonel olarak değerlendirildiği bir yöntem kullanılmalıdır. Klasik olarak yapılan bu değerlendirmelerden birisi İVP adı verilen intravenöz pyelografi (ilaçlı böbrek filmi)’dir. Burada idrarın pelvisten yani böbrek havuzundan yeteri kadar atılamaması nedeniyle genişlemiş olduğu görülür (Şekil-2).
İVP’de röntgen ışınlarının gösterdiği opak madde (Şekil-2’deki beyaz boyalı madde) damar içine enjekte edilir ve bu madde böbrekten süzülür. Bu maddenin idrarla atılması sırasında çekilen filmlerle böbrek fonksiyonu, böbrek toplama sistemleri ve mesane değerlendirilir (Şekil-2).
İVP’de UPJ darlığı gösterilse bile kesin tanıda idrar sökücü ilaç verilerek DTPA sintigrafi (diüretikli renogram) yapılmalıdır. Bu sadece kesin tanı için değil, ameliyat sonrası iyileşmenin takibinde de önemlidir. Diüretikli renogram ile damardan verilen radyoaktif madde böbrekten süzülürken, iki böbrekteki fonksiyon ve drenaj ayrı ayrı ölçülür ve değerlendirilir (Şekil-3). Bu değerlendirmede hem sağ hem de sol böbrek için bir drenaj eğrisi elde edilir. UPJ darlığı olan eğride boşalma olmaz ve giderek artan bir eğri vardır (Şekil-3, kırmızı ok). Bu yükselen eğri UPJ darlığının kesin tanısında görülmelidir.
Özellikle UPJ darlığına neden olan küçük damar varlığı özellikle ne tür ameliyat yapılmasına kadar verilmesinde önem taşır. Özellikle darlığa neden olan ya da zaten varolan darlığın şiddetini daha da arttıran çaprazlayan damar varlığı söz konusu ise, özellikle idrar kanalının içinden kesme ile yapılan ameliyatların (endopyelotomi, “Tedaviler” kısmına bakınız) başarısı düşüktür. UPJ üzerine çapraz olarak dışarıdan baskı yapan damar varlığında mutlaka darlığın çıkarıldığı ve damarın etkisinden uzaklaştırılan ameliyat tipleri (pyeloplasti, “Tedaviler” ksımına bakınız) tercih edilmelidir.
Bu nedenle özellikle çapraz damar varlığını ortaya koymada 3 yöntem kullanılabilir. Anjiografi, UPJ darlığında çaprazlayan damar hakkında çok net bilgi verir ancak kasıktaki damardan böbrek damarına uzanan bir katater yerleştirilerek çekilmesi gerektiğinden girişimsel bir tanı yöntemidir (Şekil-4). Bu nedenle zamanımızda genellikle ilk planda tercih edilmez.
Çapraz damar varlığını değerlendiren ve zamanımızda daha sıklıkla kullanılan iki yöntem, sırasıyla, BT (biligisayarlı tomografi) anjio (Şekil-5) ya da Doppler ultrasonografi olarak söylenebilir.
Özellikle son yıllarda kullanılmaya başlayan ve özellikle radyasyona maruz kalınmaması gibi bir avantaja sahip olan MRI (manyetik rezonans görüntüleme) ile elde edilen MRI ürografi tetkiki (Şekil-6) ile hem böbrek sistemleri ve UPJ darlığı ile aynı anda çapraz damar varlığı da değerlendirilebilir.
Bu bölümde belirtilen tetkiklerin UPJ darlığı tanısını kesinleştirmek için tümünün yapılmasına gerek yoktur. Bazı durumlarda sadece İVP tetkiki bile yeterli olabileceği gibi, kendi pratiğimde hem ameliyat öncesi böbreğin boşaltım ve fonksiyon durumu, hem de konvansiyonel laparoskopik ya da robot-yardımlı laparoskopik (robotik) ameliyatın sonrasındaki iyileşmeyi takip etmek için mutlaka diüretikli DTPA ya da MAG-3 böbrek sintigrafisinin (Şekil-3) yapılmasını isterim.
Özellikle çocuk UPJ darlığında ultrasonografi ile pelvis renalis’in ön-arka çapı, böbrek parankim kalınlığının ölçümü ve MAG-3 diüretikli renal sintigrafi yeterlidir. Çocuk yaş grubundaki değerlendirmelerimde kesinlikle İVP ve BT gibi tetkikleri tercih etmemekteyim.
Laparoskopik Pyeloplasti
Needloskopik (iğne deliği cerrahisi) Pyeloplasti
Robot-yardımlı Laparoskopik (Robotik) Pyeloplasti
Endopyelotomi
Robot-yardımlı Laparoskopik pyeloplasti ameliyatının video görüntüsü için TIKLAYIN
Tedavi yöntemleri hakkında bilgi verilmeden önce bilinmesi gereken nokta, 18 aylık ve daha ufaklarda UPJ’deki kötü idrar geçişine bağlı durumun geçici olabileceği ve kendiliğinden düzelebileceği mutlaka akılda tutulmalıdır.
Ancak darlık durumlarında ve bu darlığın yarattığı böbrek hasarında, 18 aylıktan ufak olsa bile cerrahi tedavi şansı kaçınılmaz olabilir.
Bazı bebekler ya da çocuklar ilk aşamada saptanan şiddetli UPJ darlığına rağmen aylar içinde hızla düzelebilirken, bazılarında iyileşme olmaz ya da böbrekteki genişleme ve böbrek fonksiyonu daha da kötüleşmeye başlar. Bu nedenle bu yaş dönemindeki çocuklarda çok yakından takip mutlaka gereklidir. Aile bu konuda mutlaka bilinçlendirilmelidir. BU takip genellikle periyodik ultrasonografi ile böbrek pelvisindeki genişlemenin (hidronefroz) derecesinin ön-arka uzunluğunun ve böbrek parankim kısmının kalınlığının ölçümü şeklinde yapılmaktadır.
UPJ darlığı kesin tanısı konulmuş ve zamanla iyileşme ihtimali düşünülmeyen hastalarda cerrahi tedavi gereklidir.
Klasik UPJ darlığı ameliyatı, açık cerrahi ile dar olan UPJ bölümünün çıkartılması ve üreterin pelvise (böbrek havuzu) yeniden ağızlaştırılmasıdır (Resim-1). Bu ameliyata “Dismembered Pyeloplasti” denilmektedir.
Açık pyeloplasti ameliyatı diğer böbrek ameliyatlarındaki gibi kaburgaların altında sağda ya da solda, deliklerden gerçekleştirilen laparoskopik ya da robotik cerrahi tedavi yöntemlerine göre daha büyük bir cerrahi kesiyi gerektirmektedir. Ortalama 2-3 saat süren bir ameliyat olup, başarı şansı %95 civarındadır. Ameliyat sonrasında hastanede kalış süresi hastanın yaşına ve yerleştirilen drenaj borularının tipine bağlıdır. Pyeloplasti ameliyatı isminden de anlaşılacağı üzere plastik yani rekonstrükstif bir cerrahidir. Böylesine rekonstrükstif bir tedaviyi yaparken, açık cerrahi ile kişinin kozmetik açıdan ciddi şekilde büyük bir ameliyat izin ile karşı karşıya bırakılması ile zıt anlam içermektedir.
Son yıllarda gündeme gelen laparoskopik (anahtar deliği cerrahisi) cerrahi tekniği ile pyeloplasti ameliyatları da, başarılı şekilde gerçekleştirilmektedir. Laparoskopik cerrahide de, açık pyeloplasti ameliyatındaki cerrahi işlem aynen yapılır ancak bu uygulamada hastaya büyük bir cerrahi kesi yapılmaz, sadece 3 ya da 4 ufak (1 cm lik bir delik ve 0.5 cm lik 2 yada 3 delik) delikten vücut içine girilerek ameliyat yapılır. Bu teknikle yapılan pyeloplasti ameliyatına “Laparoskopik Pyeloplasti” denilmektedir. Benzer şekilde yaklaşık ameliyat süresi 2-3 saat olup, başarı şansı %95 ve üzerindedir (uzun takipli literatürlerde başarı sonuçları %97-98 olarak gerçekleşmiştir). Prof. Dr. Tibet Erdoğru tarafından gerçekleştirilen 80’ın üzerindeki laparoskopik pyeloplasti ameliyatında darlığın tekrarlandığı sadece bir vaka olmuştur (başarı oranı 81/83 = %96.1) Ameliyat sonrası hastanede kalış süresi 1 ya da 2 gündür.
Yapılan bilimsel incelemelerde ameliyat “başarı” açısından laparoskopik ve açık cerrahi teknik arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktur. Ancak laparoskopik ameliyatlarda açık cerrahiye göre bazı avantajlar söz konusudur.
“ Laparoskopik Pyeloplasti ”nin en önemli avantajları,
Needloskopik Pyeloplasti
(İğne deliği cerrahisi ile gerçekleştirilen Pyeloplasti)
Needloskopik tanımı İngilizce needle (iğne) ve laparoscopy (laparoskopi) ifadelerinden üretilmiş (needloscopy) bir terimdir. Bu cerrahide vücut içine cerrahi ve teleskopik cihazların yerleştirilmesinde kullanılan borucuklar ve cerrahi cihazlar çok daha incedir (2-3 mm). Bu nedenle vücuda açılan deliklerde çok ince olmaktadır. Bu nedenle bu cihazlarla gerçekleştirilen laparoskopik cerrahiye Needloskopik cerrahi ya da Türkçe anlam karşılığı ile “ iğne deliği cerrahisi ” denilmektedir. Needloskopik cerrahi de temelinde Laparoskopik cerrahidir ve aynı prensiplerle yapılır. Tek farkı kullanılan borucuklar, teleskoplar ve cerrahi cihazlar çok daha ince ve narin olmasıdır (Resim-5).
Needloskopik Pyeloplasti ‘de de yukarıda tanımlandığı gibi Laparoskopik Pyeloplasti ameliyatında yapılan cerrahi aynen uygulanır. Ancak burada vücuda 1 tane 5 mm, 2 ya da 3 tane 3 mm lik delik açılarak bu işlem gerçekleştirilmektedir. Öyle ki ameliyat sonrasında deliklerin kapatılmasında dikiş bile kullanılmasına gerek kalmamakta ve sadece bir yara bandı ile delikler kapatılmaktadır. Bunun en büyük avantajı hem ağrı daha da az olmakta ya da hiç olmamakta, hem de ameliyat sonrasında vücutta, gözle bile zor seçilebilen, çok çok ufak 3-4 delik izi kalmaktadır.
ROBOTİK CERRAJİ SERİSİ – UPJ Darlığı videosu için TIKLAYIN
Prof. Dr. Tibet Erdoğru, ileri laparoskopik ve robotik cerrahi deneyimi ile, uygulanan sol böbrekteki UPJ darlığı ve çapraz damar varlığında uygulanan daVinci Robotik Pyeloplasti mükemmel sonuçlara sahiptir. Açık cerrahinin artık tarihe karışıtığı pyeloplasti ameliyatlarında Prof. Dr. Tibet Erdoğru uyguladığı laparoskopi, needloskopi (iğne deliği cerrahisi) ve robotik cerrahi ile başarı oranları %99 düzeyindedir.
“ Needloskopik Pyeloplasti ”nin en önemli avantajları,
Prof. Dr. Tibet Erdoğru özellikle belirli Vücut Kitle İndeksi altındaki hastalarında yani kilolu olmayan hastalarda ilk adımla Needloskopik Pyeloplasti ameliyatını tercih etmektedir. Kilolu ve önceden açık pyeloplasti ameliyatı geçirmiş ancak tekrar darlık gelişen hastalarda böbrek etrafındaki yağ dokusunun fazlalığı ve yapışıklıklar nedeniyle çok ince (3 mm) ve uzun olan cerrahi aletlerle belirli bir itme ve çekme gücü uygulanamamaktadır. İnce aletlerdeki mukavemet zorluğu nedeniyle kalın ve yapışık dokular üzerinde kuvvet uygulanamadığından, bu tip hastalarda 3 mm yerine 5 mm kalınlığındaki cihazlarla uygulanan Laparoskopik Pyeloplasti tercih edilmelidir.
Robot-yardımlı laparoskopik cerrahi olarak tanımlanan, ancak halk dilinde robotik cerrahi olarak bilinen teknikle pyeloplasti ameliyatları benzer başarı ile yapılabilmektedir.
Günümüzde robotik olarak tarif edilen bu yöntemde ameliyatı robot yapmamaktadır. Belirli bir program ve hastanın özellikleri yüklenerek, cerrahiyi robot yapmamaktadır. Robot adı verilen cihaz aslında bilgisayar tabanlı bir tele-manipülatördür. İçerdiği programlar ve teknik detayları ile Laparoskopik cerrahinin uygulanmasında karşılaşılan zorlukların giderilmesini sağlayan özelliklere sahiptir. Özellikle laparoskopik cerrahi deneyimi olmayanların laparoskopik cerrahiyi uygulamalarında sağladığı kolaylıkla ön plana çıkmakla beraber, aslında hem laparoskopik hem de robotik alandaki uygulamalarda ciddi deneyimi gerektirmektedir.
Laparoskopik cerrahiye göre sağladığı en önemli avantaj 3 boyutlu görüntü altında çok yönlü hareket edebilen robot kolları ile cerrahinin gerçekleştirilmesidir. En önemli dezavantajı ise ilk planda maliyetinden kaynaklanmaktadır. Diğer bir dezavantajı ise robotik teknikte vücuda açılan delikler daha büyüktür (13 mm, 10 mm, 2 tane 8 mm). Deneyimli laparoskopik cerrahi uygulayan bir hekim tarafından gerçekleştirilen pyeloplasti ile robot-yardımlı laparoskopik pyeloplasti arasında başarı açısından fark yoktur. Bununla beraber daha fazla maliyet ve daha büyük deliklerle vücutta daha fazla iz bırakması önemli bir handikaptır.
Laparoskopik cerrahi tecrübesi olmayan açık cerrahi uygulayan hekimler için robot-yardımlı laparoskopik teknik laparoskopik alana cerrahın adaptasyonun da önemli avantajlar sağladığı için, laparoskopik deneyimi olmayan hekimlerin bu tekniği daha rahat uygulamasını sağlayabilmektedir. Ancak burada da deneyimin önemi unutulmamalıdır.
“ Robotik Pyeloplasti ”nin en önemli avantajları,
“ Robotik Pyeloplasti ”nin en önemli dezavantajları,
Endopyelotomi İdrar kanalı içinden endoskop ile “Endoskopik Kesi” ya da “Endopyelotomi” adı verilen diğer bir cerrahi tedavi yaklaşımı idrar kanalına girerek içeriden dar olan kısmın kapalı sistem ufak bir kesici ile kesilmesidir. Bu tedavi idrar kanalı içinden yapıldığından hastanın günlük aktiviteye dönmesi oldukça kısa sürede olmaktadır. Ancak “Endopyelotomi” başarısını etkileyen bazı faktörler vardır. Başarıyı etkileyen bu faktörler bu tekniğin kullanımında da sınırlı kalınmasına neden olmaktadır.
Endoskopik kesi ile uygulanan “Endopyelotomi” tedavisinde başarıyı etkileyen faktörler başlıca 4 tanedir
Bu faktörlerin birisi ya da birkaçı var olduğunda endoskopik kesi adı verilen Endopyelotomi yaklaşımının başarısı düşmektedir.
Böbrekte aşırı şişme veya UPJ darlığı seviyesinde çaprazlayan damar varsa ilk cerrahi tercih mutlaka “Laparoskopik ya da Needloskopik Pyeloplasti” olmalıdır. Hastanın tercihine göre gerekli bigilendirme yapılarak “robot-yardımlı laparoskopik” teknik hastaya sunulabilir.
Laparoskopik pyeloplasti karın içindeki barsakları saran periton zarının içinden geçilerek (yani transperitoneal) olarak yapılabileceği gibi bu zara hiç girmeden ve barsaklara hiç temas etmeden de (yani retroperitoneal) olarak da yapılabilir. İki yaklaşımda da başarı oranı açısından fark yoktur. Avantaj ve dezavantajları sadece teknik düzeydedir.
Retroperitoenal |
| Transperitoneal |
Avantajlar |
| Avantajları |
Barsaklarla temas yok | Geniş çalışma boşluğu | |
| Avantaj YOK |
|
Ameliyat süresi |
2005 yılından bu yana uyguladığım ve birçok bilimsel toplantıda neşrettiğim 70 hastanın üzerindeki laparoskopik pyeloplasti ameliyatlarındaki başarı oranım %96.1 olup, geriye kalan hastalarda başarı oranının istenen seviyede gerçekleşmemesinin nedeni teknikten çok hastaların geç fark edilen, ileri dönemde ve aşırı genişlemiş böbreklerinin olması nedeniyle böbreği kurtarmak amacıyla ameliyatın uygulanması olarak düşünmekteyim.
Cerrahi önerme kriterlerimiz:
Başarıdaki kriterlerimiz:
Hızlı Randevu
Hızlı Randevu
Hastalığınız ile ilgili detaylı bilgi almak için lütfen randevu alınız.
Hızlı Randevu
Ürolojide prostat, mesane, böbrek ve testis kanserlerinin robotik & laparoskopik cerrahi ile tedavisi
Prof. Dr. Tibet Erdoğru – Üroloji & Robotik Cerrahi | KVKK | Çerez Politikası