Oturarak idrar yapmak kanseri tetikler mi?
Prostat nedir? Prostat sağlığını korumak için yapılması gerekenleri sıralayabilir misiniz?
Prostat erkeklerde bulunan ve salgı bezi olan bir organdır. İdrar kesesinin boynunun hemen çıkışında idrar kanalını (üretra) saran yaklaşık ceviz büyüklüğünde bir salgı bezi organıdır. Normal ağırlığı 20 gram civarındadır. Yaş ilerledikçe hafif bir büyüme olabilir. Genellikle 40 yaşında üzerinde 40 grama kadar prostat ağırlığı normal kabul edilir.
Toplumda prostat ile ilgili birçok yanlış inanış ya da soru işareti mevcuttur. Bunlar “oturarak ya da ayakta idrar yapma, sık ya da seyrek cinsel ilişki prostat yapar mı?” gibi soru ve inanışlardır. Bu aktivitelerin hiçbirisi prostat için iyi huylu büyüme veya prostat kanseri için ekstradan risk oluşturmaz. Sadece bilinmelidir ki, uzun dönemli idrarın tutulması mesane boynunun rahat açılamamasına ve mesanede tam boşaltılamama riskini getirebilir.
Prostat kanseri için, bilimsel araştırmalarda ispatlanmış, önleyici bir tedavi ya da gıda zamanımızda yoktur. Birçok öneri önleyici olma konusunda ortaya atılmış, araştırılmıştır. Bunların en önemlileri selenyum ve likopen adı verilen maddelerdir. Özellikle likopen (özellikle kırmızı renkli meyve ve sebzelerde bulunur) ilaç halinde piyasada olmasına rağmen net ortaya konulmuş prostat kanserinden önleyici bir etkinliği ispatlanmamıştır.
SELECT adı verilen bir çalışmada selenyumun etkinliği çok şüpheli olup, beraberinde yüksek alınan E vitamini ile prostat kanseri riski artmaktadır ve E vitaminin kesilse bile tümör gelişme riski yüksek kalmaktadır.
Prostat kanseri erken evrede belirti vermiyor.
Prostat kanserinin belirtileri nelerdir?
Prostat kanserinde erken evrede yani kanser prostat içinde iken hiçbir klinik belirtiye neden olmaz. Prostat kanserinin başlangıç aşamasında (birinci ya da ikinci evrede) hastanın herhangi bir şey fark edeceği klinik belirti olmaz.
İdrar yaparken zorlanma ve idrar torbasını rahat boşaltamama gibi rahatsızlıklar prostatın iyi huylu büyümesinin (prostat hipertrofisi) sık rastlanan belirtileridir. Kanserde ancak ilerlemiş dönemde, yani kanser prostatın dışına taşıp idrar kanalını tıkamaya başladığında ortaya çıkar. Bu aşamada artık hastanın hastalıktan tamamen kurtulma olanağı mümkün olmayabilir.
Bazen prostat kanserindeki büyüme idrar kesesi boynuna doğru büyüyerek sık sık ve devamlı idrar hissi varmış gibi yanmalı idrar yapmalara neden olabilir.
Bölgesel (yani penis kökünde, makata yayılan bölgelerde) ağrılar, idrara veya meniye kan karışması halleri de, ileri evrelerde karşımıza çıkabilir. Bu belirtiler, genellikle tümörün artık prostatın yanındaki diğer dokulara sıçradığının belirtisidir.
Siyatik ağrıları ve kemik ağrıları kalça kemiklerinde, bel kemiğinin alt kesimlerinde veya iskeletin diğer kesimlerinde oluşan kardeş tümörlerden (metastaz) kaynaklanabilir. Çünkü ilerlemiş safhadaki prostat kanserlerinin %60 kadarı kemiklerde metastaz oluşturur. Bu kemik metastazına bağlı ağrılar bazı hallerde tümörün sebep olduğu ilk ağrılardır. Yani bu kemik ağrıları ile hasta doktora gittiğinde kanda bakılan PSA değerinin çok yüksek olması ile ilk planda prostat kanseri akla gelmektedir.
Bazen omurgadaki kemiklerdeki metastaz nedeniyle kemik yapısının direnci çok azaldığı için çöker ve bu çökmeye bağlı sinirlerin sıkışması ile sinir fonksiyonlarında kayıp hatta yürümeyi güçleştirecek nitelikte felç benzeri durumlarla karşılaşılabilir.
Prostat kanseri ve genetik öykü
Prostat kanserinin ortaya çıkmasını tetikleyen risk faktörleri nelerdir? En çok kimlerde görülür?
Aşağıdaki sıralanan risk faktörleri prostat kanseri görülme riskini arttırmaktadır.
Yaş : Prostat kanseri 50 yaşın altındaki erkeklerde çok nadirdir. Yaşın ilerlemesi ile beraber prostat kanseri görülme riski de artmaktadır.
Ailede prostat kanseri varlığı : Bir erkekte babası, erkek kardeşi ya da oğlunda prostat kanseri varsa, ortalama görülme riskinde göre daha fazla oranda prostat kanseri görülme riskine sahiptir.
Bir erkekte babası, erkek kardeşi ya da oğlunda prostat kanseri varsa, ortalama görülme riskinde göre daha fazla oranda prostat kanseri görülme riskine sahiptir.
Irk : Afrika kökenli Amerikalılarda prostat kanseri çok yüksek oranda görülürken, bu ırkta prostat kanserinden ölüm riski de çok daha yüksektir.
Hormonlar : prostat çalışmak için erkeklik hormonuna ihtiyaç duymaktadır. Ana erkeklik hormonu Testosteron’dur. Testosteron erkekte vücut gelişimine ve erkek seks karakterlerinin gelişiminde rol oynayan hormondur. Testosteron hormonu dihidrotestosteron (DHT) hormonuna dönüşerek vücutta etkisini gösterir. DHT normal prostat gelişimi için önemli bir hormon olup, prostatın büyümesine ve ayrıca prostat kasneri gelişim riskinde rol oynayabilir. Gerekmedikçe dışarıdan testosteron hormon takviyesi kesinlikle risklidir.
Vitamin E : Selenyum ve E vitamini kanser önleme çalışması olan SELECT araştırmasında Vitamin E tek başına alındığı zaman prostat kanseri riskini arttırmaktadır. Kişi E Vitamin almayı kesmesine rağmen, prostat kanseri gelişim riski o erkekte devam etmektedir.
Folik asid : Folat bir B vitamini tipi (B6 vitamini) olup birçok yiyecekte (yeşil sebzeler, fasulye, portakal suyu gibi) doğal olarak bulunmaktadır. Folik asid içeren vitamin destekleri, zenginleştirilmiş gıdalar (örneğin yoğun tahıl ekmekleri ve hububat) içeriklerinde bulunur. 10 yıllık süre ile yapılan bir çalışmada günlük 1 mg folik asid desteği alan erkeklerde prostat kanseri görülme riskinin arttığı gözlenmiştir. Bunun yanında diyetlerinde doğal miktarda folat alan erkelerde ise, prostat kanseri görülme riski daha düşüktür.
Süt ve Kalsiyum : Yüksek miktarda sütlü yiyecekler ve kalsiyum tüketiminin prostat kanseri riskinde ufak bir artışa neden olabileceği bildirilmektedir.
Diğer yandan Uzakdoğu da yaşayan erkeklerde prostat kanseri çok düşük orandadır. Ancak A.B.D. e göç etmiş Uzakdoğulu kökenlilerde prostat kanseri riski anlamlı oranda artmaktadır. Bu çevresel, gıda gibi faktörlerin önemini de ortaya koymuştur.
“TAMAMEN İYİLEŞME ŞANSI ÇOK YÜKSEK”
Bu riski taşıyan bireyler nasıl önlem alabilir?
Hastalık ne kadar erken teşhis edilirse, o kadar iyi tedavi edilebilir. Teşhis anında kanser sadece prostatta sınırlı ise, kanser hastalığından tamamen iyileşme şansı çok yüksektir. Bu nedenle hiçbir işeme şikayeti olmasa bile erkeklerin 50 yaşından itibaren yılda bir kez prostat kanseri değerlendirmesi açısından doktora başvurması önerilmektedir. Amaç hastalığın prostatın içinde sınırlı iken, yani hiçbir klinik belirtisinin olmadığı dönemde tespit edilmesidir. Bu aşamada elimizde iki basit ve az ağrı verici muayene metodu vardır: prostat muayenesi ve kanda PSA denilen bir maddenin ölçümü. PSA (Prostat Spesifik Antijen) prostat kanserine özel bir madde değildir.
Ancak eğer bir erkeğin ailesinde (birinci derece akrabalarında; erkek kardeş, babası ya da oğlu) prostat kanseri varsa, ve bu kanser olgusu 50’li-60’lı yaşlarda teşhis edilmiş ise, 45 hatta 40 yaşından sonra yıllık kontrollere gelmesini öneririm.
Özellikle kötü beslenme, aşırı kilo alımı kanser gelişim riski konusunda önemli verilere sahiptir. Risk grubunda olsun ya da olmasın bir erkeğin yapabileceği en ciddi önlem, sağlıksız yoğun yağlı yiyeceklerden uzak durması, spor gibi günlük fiziksel aktivitelerini arttırması ve kilo almamasıdır.